17 Ağustos 2006
Dünya gerçekten çok küçük. Henüz 2 yıl önce Konya’da öğrencilik yaptığım dönemde Konyaspor ile ilgili bir belgesel çalışması sırasında tanıştığım Altan ile bu kez İstanbul’da bir Fenerbahçe-Çaykur Rizespor maçı öncesi yeniden bir araya gelme fırsatı buldum.
Türkiye’de layık olduğu yere gelemeden futbol yaşantısını sürdüren oyunculardan biri de Rizespor’un yıldızı Altan Aksoy. Futbolu ve kişiliğiyle herkesin takdirini kazanan Altan ile Fenerbahçe maçıyla ilgili başlayan sohbetimiz, Rizespor’un hedefleri, Mehmet Aurelio konusu ve Galatasaray’daki kısa dönemine kadar uzadı gitti.
Şimdi Altan’ın sorularıma verdiği samimi yanıtlarla sizi baş başa bırakıyorum:
“F.BAHÇE’DEN PUAN ALACAĞIZ”
– F.Bahçe maçıyla ilgili görüşlerin neler?
Ligin daha başları takımlar ritimlerini henüz bulamadı, F.Bahçe iyi sonuçlar alıyor ancak biz istediğimiz oyunu henüz sahaya yansıtamıyoruz. İyi bir ekibiz daha da iyi olacağız. Fenerbahçe maçından puan ya da puanlarla dönmek istiyoruz. Şu an uyum olarak sorunlu bir takım olarak gözüksekte tempomuz iyi ve bu tempolu oyunumuza güveniyoruz. Sonuca gideceğimiz bölgelerde biraz daha dikkatli olursak Kadıköy’den puan alacağımıza inanıyorum.
– F.Bahçe’de çekindiğin oyuncu veya yönler…
F.Bahçe’nin bir tek ölü toplarından çekiniyorum. Ölü top kazandıklarında ceza sahası içinde bulunan oyuncular oraya yalnızca orda bulunmak için gitmiyorlar hepsi vurmak için gidiyor ve de vuruyorlar.
Fenerbahçe maçında üzerimizde ölü toprağı olmazsa, günümüzde olursak puan alacağımıza inanıyorum. Fenerbahçe’den çekinmiyoruz, biz hiç bir rakipten çekinmiyoruz. Fenerbahçe, Sivas veya Konya farketmiyor, son yıllarda futbol mantalitesi değiştiği için herkes fiziğe dayalı futbol oynuyor, bu da tüm maçları zor maç statüsüne koyuyor.
“BU SENE HEDEFİMİZ İLK 6”
– Rize’nin gol yollarındaki sorunu malum. Bununla ilgili neler söyleyeceksin?
Yeni bir arkadaşımız aramıza katıldı. Kaliteli bir futbolcu, uyum sorununu atlattığı zaman bize faydalı olacağını düşünüyorum. Kadrodaki diğer arkadaşlarımız da iyi futbolcular ilerleyen haftalarda gol sorunu yaşayacağımızı düşünmüyorum.
– Güvenç hocayla çalışmak nasıl?
Herşeyden önce iyi bir insan, futbolcularıyla ilişkileri iyi olan, esprili, renkli bir kişilik. Güvenç hocayla çalışmak çok eğlenceli.
– Rizespor’un yeni transferlerini nasıl değerlendiriyorsun?
Bu sene daha çok genç oyuncular transfer edildi, geleceğe yönelik. Bu genç arkadaşlarımızdan ben de çok ümitliyim hem Rizespor için hem de Türk futbolu için. İnşallah kendilerini futbol olarak ve profesyonellik anlamında geliştirdikleri takdirde çok iyi oyuncular olacaklar.
– Rizespor’un bu seneki hedefi neler?
Bizim gibi takımlar ilk yarıyı mümkün olduğunca çok puan alarak rahatlamak ister. İlk yarıyı iyi bir durumda bitirip daha sonra altıncılık, beşincilik gibi mümkün olduğunca yukarıları yakalamak, inşallah bu aralarda bir yerde olacağız.
– Galatasaray’dan ayrılışının tek sebebi maddi nedenler miydi?
Evet ayrılışımın temelinde maddi nedenler vardı. Bunun yanında Gerets’in oyuncu tercihinin de etkisi büyük. Sezona iyi başlamıştım. Heinz’ın gelmesiyle kesilme durumum oldu, bir de sakatlığımın bunun üzerine tuz biber ekmesi ve sakatlığımın da uzun sürmesiyle ben kafa olarak koptum. Galatasaray’dan ayrılma kararı aldım. Ben bir karar aldığım zaman genellikle onu uygularım ve aklıma ne gelirse onu yaparım. Yapmış olduğum tercihten dolayı pişman değilim, herkes nasibi neyse onu yaşar. Benim Rizespor’a gelmem gerekiyordu, Rizespor’da zor bir dönemdeydi. Aslen de Rizeliyim, bunun da etkisi vardı tercihimde. Rize’de de güzel bir ortam vardı bu nedenle burada devam etme kararı aldım.
“GALATASARAY’DA KALSAYDIM 11’DE OYNARDIM”
– Heinz’ın durumu ortada. Galatasaray’da kalsaydım 11’de oynardım diyor musun?
Bundan kuşkum yok, ben Galatasaray’da kalsaydım 11’de oynardım. Daha genç yaşta Galatasaray’a gelseydim sabrederdim ancak benim sabredecek bir konumum yoktu. Artık futbolu nerede oynadığım değil, ne kadar oynadığım, iyi oynadığım önemliydi benim için. Bunları düşünerek zaman kaybetmeden ayrılma kararını verdim, kararımdan da mutluyum.
– G.Saray’daki arkadaşlık nasıldı?
Galatasaray’da çok eğlenceli insanlar var, acayip değişik bir yer orası. Hakan abi neşeli, esprili bir insan, Hasan olsun Ümit Karan olsun çok iyi insanlar. Ben Galatasaray’da olmaktan büyük zevk aldım, onları gözlemlerken de zevk aldım. Galatasaray’da oynayan oyuncuların hepsi elinden geldiğince birbirine yardımcı olmaya çalışıyor, hepsi çok profesyonel insanlar.
“AURELIO’NUN MİLLİ TAKIM’DA OLMASINI İÇİME SİNDİREMİYORUM”
– Aurelio Türk vatandaşı oldu ve Milli Takım’da forma giymeye başladı. Nobre de Türk oldu ve bir çok yabancı oyuncu da Türk vatandaşlığını geçmek için sırada. Bu gelişmeleri Türk futbolu açısından değerlendirir misin? Aurelio’nun Milli Takım’da olmasını içine sindirebiliyor musun?
Aurelio’nun veya başka bir yabancı oyuncunun Milli Takım’da oynamasını içime sindiremiyorum, sindiremem. Bizim geriden gelen bir çok yetenekli genç oyuncumuz var bunların önü otomatikman kapanmış oluyor. Zaten Türkiye’de genç oyuncular çok kolay sivrilemiyor. A Milli Takım’da yer bulma şansı geçmişte de zordu, şimdi yabancıların Türk olmasıyla bu iyice zorlaşacak. Benim Milli Takım’da oynamak gibi bir beklentim yok ama gelecekteki potansiyeli olan genç oyuncular için üzülüyorum. Çok anlamlı gelmiyor bu uygulama. Milli Takım, Milli bir kurumdur. Yabancıların milli takımlarda oynamasıyla ilgili örnekler verilebilir. Almanya, Fransa, İngiltere… vb, ancak biz farklı bir milletiz, düşünce olarak da milli duygulara daha çok bağlıyız. Ben bu uygulamayı tasvip etmiyorum.
– Hakan Şükür’ün yeniden Milli Takım’a seçilmesiyle ilgili neler düşünüyorsun?
Ben şuna inanıyorum, bir futbolcunun verimi varsa yaş o kadar önemli değil. Biz de yaş çok spekülatif bir durum, bu bana saçma geliyor. Eğer Hakan Abi formdaysa çağırılmalı. Hakan Abi’nin de çağırılması gayet doğal.
“ŞAMPİYONLUK İÇİN G.SARAY VE F.BAHÇE ÇEKİŞİR”
– Bu sene ligde şampiyonluk adayın….
Bu sene de sonuna kadar yarışın renkli geçeceğini düşünüyorum. Şampiyonluk yarışı yine Fenerbahçe ile Galatasaray arasında geçecek gibi duruyor.
– Beşiktaş?
Beşiktaş bu sene değil de belki gelecek sene şampiyon olur. Bu yapılanmayı sürdürürseler, kadrolarını değişmeden gelecek yıllara yansıtırlarsa şampiyon olabilirler. Fenerbahçe son iki üç sezondur kadrosunu pek değiştirmiyor ve bunun da karşılığını görüyorlar. Her sene bir takımda 7-8 oyuncunun değişiyor olması demek her sene silbaştan birşeyler yapıyorsunuz demektir.
“TEVFİK HOCA’NIN KALBİMDEKİ YERİ ÇOK BAŞKA”
– Çalıştığın hocalar arasında senin için en özel olanı hangisi?
Tevfik Hoca’yla çok uzun yıllar çalışmak isterdim, kendisini çok kısa bir sürede tanıdım ve o kadar kısa sürede kendini çok sevdirtti. Tevfik Hoca’yla tam sıcak bir ortam sağlamışken kendisini kaybettik. Bu olay beni çok üzdü. Aklıma geldikçe hala çok üzülürüm, Allah gani gani rahmet eylesin. Tevfik Hoca’yla daha uzun yıllar çalışmak isterdim.
İstanbulspor’dayken Leo Beenhacker vardı. İnanılmaz bir insandı, herkesle ilgilenen bir hocaydı. O zamanlar benim gençlik çağlarımdı, pek söylediklerine uymadık ama o gerçekten müthiş bir insandı. İnsan ilişkileri olsun, oynayan oynamayan oyunculara yaklaşımı çok iyidir. Bu iki hoca bende iz bırakmıştır.
– Hedeflerin arasında yeniden büyük takımlara gelmek var mı?
Benim hedeflerim arasında böyle bir şey yok. Büyük takımlardan gelirse tabii ki hayır demem ama benim için önemli olan futbol oynamak, oynadığım kulübe de tam anlamıyla hizmet etmek. Dolayısıyla da Türk Futbolu’na hizmet etmek. Futbolu bırakana kadar inşallah bu şekilde devam edecek.
– Futbolu bırakmayı düşündüğün bir yaş var mı?
Şu an için öyle bir sınır koymadım kendime, fiziksel olarak kendimi iyi hissettiğim sürece oynamayı düşünüyorum. Büyük bir sakatlık geçirmezsem gittiği yere kadar gidecek.
Genç yaşta büyük takımlara gidilir ve profesyonelce düşünüp sabredilirse belli noktalara gelinir ancak ilerlemiş bir yaştan sonra büyük takımlara gidip orada bir şeyler yapmaya çalışmak gerçekten zor. Bu zorluğu ben de yaşadım. Büyük takımlara gidecek genç oyuncuların sabretmeleri gerekiyor. Büyük takımlarda oynayıp, oraları sindirmek sadece saha içerisinde futbol oynamak değil İstanbul’u her yönüyle sindirmek lazım. Genç oyuncuların pişme sürecini de orada yaşaman lazım. Ben 29 yaşında gittim İstanbul’a. Profesyonel bir oyuncuyum ama orada mücadelenin şekli benim kaldırabileceğim türden değildi. Büyük takımlarda sürekli göz önündesin, sürekli iyi olman lazım.
“EN BEĞENDİĞİM TÜRK OYUNCU SERGEN YALÇIN”
– Dünyada ve ülkemizde en beğendiğin oyuncular kimler?
Romario benim idolümdü, orta sahada da Zinadine Zidane. En beğendiğim Türk oyuncu ise Sergen Yalçın.
– Futbol yaşamının başında olsaydın ve maddi kaygıların olmasaydı hangi takımda futbol oynamak isterdin?
Galatasaray’da oynamak isterdim. Galatasaray benim oyun yapıma daha uygun.
Altan ile bu hoş sohbetimiz takım otobüsünün antrenman sahasına hareket edecek olmasının söylenmesiyle son buldu. Türkiye’de en beğendiğim oyunculardan biri olan Altan’a gelecek futbol yaşantısında başarılar dilerken, içten verdiği cevaplar için de teşekkürler….
0 comments