7 Aralık 2006
Kayseri turumuz devam ediyor. Kayseri’de, Emre Toraman’ın ardından ikinci konuğumuz ülkemizi UEFA Kupası’nda da temsil eden Kayserispor’un başarılı teknik direktörü Ertuğrul Sağlam.
Her zamanki mütevazılığı ile bizi karşılayan Ertuğrul Sağlam ile Kayserispor’u, ligimizi ve hedeflerini ayrıntılı bir şekilde konuştuk. İşte genç teknik adama sorduğumuz sorular ve aldığımız yanıtlar:
– Lige çok iyi bir giriş yaptınız, daha sonra takımda bir performans düşüklüğü oldu. Bunu neye bağlıyorsunuz? Avrupa maçları nedeniyle erken form tuttuğunuz için düşüş yaşayacağınız tahmin ediliyordu, tahminler tutmuşa benziyor?
Ben yine bu tahminlere katılmıyorum. Biz bir çok takımdan yaklaşık 1 hafta önce sezonu açtık. Bu tür durumlarda erken sezonu açmak ve futbolcuların önceki sezonun yorgunluğunu atamadan tekrar böyle bir ortama girmesi sıkıntı oluşturur ama bizim sporcularımız yaklaşık 1 ay kadar izin yaptılar ve yeterince dinlendiler. Ondan sonraki dönemde bizim avantajımız şu oldu; diğer takımlardan daha hazır başladık sezona. Ligin ilk haftalarında da bu avantajı kullandık.
Daha sonraki dönemde sadece şu sıkıntıyı yaşadık, özellikle kaybettiğimiz Rizespor ve Antalyaspor maçlarında, ikisi de oynamış olduğumuz bizim için tarihi AZ Alkmaar maçlarının ardından geldiği için bir konsantre eksikliği yaşadık. Yoksa fiziksel anlamda hiçbir sıkıntımız olmadı. Onları atlattıktan sonra oynamış olduğumuz içeride Bursa maçı, deplasmanda oynadığımız Ankara ve Konya maçları ile içeride oynadığımız ve bence sezonun en iyi performansını ortaya koyduğumuz Vestel Manisaspor maçları.
Sıkıntılı dediğimiz Rize ve Antalya maçlarını geçersek kalan 4 haftada mağlup olmadık almış olduğumuz 6 puan da çok kötü bir puan değil. Baktığımız zaman sporcularımızda bir fiziksel düşüş olduğunu görmüyorum sadece zihinsel olarak iyi iyi oynadığımız Hollanda’daki Alkmaar maçının ardından bir motivasyon eksikliği oldu. İkinci oynadığımız Alkmaar maçından sonra da çok kötü ve şanssız bir şekilde elendiğimizden dolayı orda bir sıkıntı yaşadık yoksa çok büyük fiziksel bir sıkıntı yaşadığımızı düşünmüyorum.
“ALKMAAR’A ÇOK ŞANSSIZ ELENDİK”
– Kayserispor’un ilk Avrupa macerası beklediğiniz gibi mi geçti?
Bence beklediğimizin çok üzerinde geçti. Tarihinde ilk defa Avrupa Kupası maçı oynamış bir takımın, bir iki oyuncusunu saymazsak en az 20 oyuncunun ilk defa üst düzey bir Avrupa Kupası maçı oynadığını düşünürsek, Kayserispor camiası olarak katıldığımız ilk Avrupa sınavında çok başarılı olduk diyebiliriz. İşte AZ Alkmaar oynadığı iki grup maçında rakiplerine içeride 3 dışarıda 5 attı, ne kadar iyi bir takıma, hangi şartlarda elendiğimizi herkes gördü. Burada Alkmaar’ı elimizden kaçırarak elendik. Böyle bir değerlendirme yaparsak Avrupa’da çok üst düzey bir mücadele verdiğimizi söyleyebilirim.
– Geçtiğimiz sezon Kayserispor’un iyi bir kadrosu vardı, bu kadroya takviyeler yaptınız. Özellikle yabancı oyuncuların çok iyi çıktığını söyleyebiliriz. Bu oyuncuları seçerken, siz mi karar verdiniz yoksa bir heyet ile birlikte mi seçtiniz?
Şimdi tabi bizim iki tane yardımcı hocamız Mutlu ve Birol Hoca var. Birol Hoca yeni Brezilya ve Arjantin’den geldi, 1-1,5 ay kadar ordaydı. Mutlu Hoca arada Avrupa ve Güney Amerika’ya gönderiyoruz. İyi bir izleme komitesi oluşturduk. İki tane hocamız sürekli oyuncu izliyor. Bu yüzden izlediğimiz ve aldığımız oyuncuları çok iyi izleyip, bütçemiz dahilinde kadromuza katıyoruz. Kulübün bütçesine ve kendi kriterlerimizi uygun, nokta oyuncu transferi yapıyoruz. Mesela hava hakimiyeti olan bir oyunu arıyoruz, gittik Arjantin ikinci liginden Iglesias’ı aldık. Burada tabi bütçe de belirleyici oluyor. Yani biz listemizi yapıyoruz, 4 milyon Euro’dan başlayan, 6-7 oyuncu belirliyoruz, daha sonra kulübün imkanları doğrultusunda transferleri yapıyoruz.
Şükürler olsun bu sezon aldığımız Toledo olsun, Mendez olsun, Iglesias olsun hepsinden memnunuz. Yani bir tek Kavianpour’da sıkıntı yaşadık. Onun da futbolculuğuna ben kesinlikle kefilim ama maalesef çok olumsuz bir davranışta bulundu, aramızdan ayrılmak zorunda kaldı.
– Toledo’yu ikna etmeyi nasıl başardınız? İspanya Ligi’nde ve Dünya Kupası’nda oynamış bir oyuncuyu Türkiye’ye getirmek zor olsa gerek.
Menajeri vasıtasıyla Toledo’nun takımından ayrılacağını duyduktan sonra, geçtiğimiz sezonun devre arasında bu transferi bitirdik. Yani onda da bir şans oldu diyebiliriz. Toledo’nun, İspanya’dan kalkıp Türkiye’ye gelmeye karar vermesi ve sezon sonu mukavelesinin bitip, bonservisinin de olmaması bizim için çok büyük bir şanstı.
“MUTLAKA BİR ORTA SAHA OYUNCUSU ALACAĞIZ”
– Kavianpour konusuna dönersek, İranlı oyuncu sürekli doping yapmadığını söyledi. Hatta yöneticiler ile bir iletişim kopukluğundan bahsetti.
Evet daha sonraki açıklamalarında bundan bahsetti. Kavianpour’un iki numunesinde de doping içeren madde kullandığı kesinleşti. Olayın üzücü tarafı şu; belirli bir rahatsızlığı gidermek için alınan ilaçların içinde bulunan bir madde değil bu. Yani direk performans arttırıcı ve uyarıcı bir madd. Yani bilinçli alınmış bir madde olduğu için bu kadar katı davrandık. Yoksa soğuk algınlığı olur bir ilaç alırsın ya da böbreklerinde bir ağrı olur tedaviye yönelik bir ilaç alırsın o zaman ortada kötü niyetin olmadığı ortaya çıkar. Bu maddenin böyle tedavi amaçlı değil de doping maddesi olarak belirlenmesi bizim bu olaya çok katı yaklaşmamıza sebep oldu.
– Peki Kavianpour’un yerine bir oyuncu almayı düşünüyor musunuz?
Evet devre arasında alacağız.
– Yine aynı mevkiye mi?
Yani şu an orta sahada bir arayışımız var ama diğer alacağımız futbolcuyla birlikte bir iki takviye daha yapmak istiyoruz. O da ilk devrenin sonundaki durumumuza göre belirleyeceğiz ama bir tane orta saha mutlaka alacağız.
– Hocam geçtiğimiz sezon Kayserispor çok konuşuldu, bu sezonun başlarında da Vestel Manisaspor konuşuldu. Anadolu kulüplerinin sıraları zorlaması konusunda ne düşünüyorsunuz? Sizce Anadolu kulüpleri son haftalara kadar bu iddialarını sürdürebilirler mi? Bu konuda ağırlıklı olarak götüremezler düşüncesi hakim.
Yani götürememeleri için hiçbir neden yok. Çünkü Vestel Manisaspor’un ekonomik anlamda da bir sıkıntısı yok, yani devre arasını getirirlerse, gerekli transferleri yapabileceklerini de söylediler. O yüzden özellikle büyük takımların kötü olduğu sezonda Vestel Manisaspor’da götürebilir bu işi, biz de götürebiliriz, devre arasında iyi takviyeler yaparsak. Tabii ki bizim amacımız bu; büyük takımların arasına girerek lige renk katmak. Bu doğrultuda elimizden gelen mücadeleyi yapıyoruz, şartlar ne kadar el verir bunu da hep beraber göreceğiz.
– Genç Türk teknik adamlar ile ilgili neler düşünüyorsunuz? Son dönemde Ersun Yanal ve siz öne çıkıyorsunuz.
Şimdi ben Türk antrenörlüğünün özellikle son dönemde çok büyük aşama kaydettiğine inanıyorum. Ersun Hoca ile Aykut Hoca ile biraz daha sayabiliriz Nurullah Hoca’yla, Mesut Hoca’yla, Türk antrenörlüğünün bir aşama kaydettiğini çok somut bir şekilde görüyoruz. Artık büyük takımlarında biraz daha cesaretli davranıp kendilerini Türk antrenörlerine emanet etmelerinin zamanının geldiğini düşünüyorum. Çünkü ortada bir gerçek var, eldeki imkanları bir tarafa koyarsak, bizim imkanlarımız belli, büyük takımların imkanları belli. Bu kadar büyük bütçelerle arada 1’er puan fark oluşuyorsa bu olayın bir şekilde değerlendirilmesi gerekir.
“KAYSERİ’DE İKİ TAKIM FUTBOLA OLAN İLGİYİ AZALTTI”
– Kayseri’ye 2 takımın fazla olduğun düşünüyor musunuz?
Şimdi tabi ilk başladığımız dönemlerde Kayseri futboluna iki takımın çok fayda getireceğini düşünüyorduk. Kayseri’nin bir futbol şehri olabileceğini, halkın ilgisinin, sevgisinin biraz daha fazla olabileceğini düşünüyorduk ama sonraki dönemlerde şunu gördük ki bu ilgi alaka iki takımın olmasından dolayı azalmaya başladı. İnsanlar şunu söylemeye başladı; ‘futbola doyduk, futboldan bıktık, her hafta maç seyretmek bize fazla geldi, ekonomik anlamda zorlanmaya başladık.’ Daha sonraki dönemlerde kulüpler seyirci gelsin diye bilet fiyatlarını 1 milyona kadar indirmeye başladı. Yani zorla artık taraftar çekmeye çalışıldı ama baktığmız zaman özellikle Kayserispor’un, Kayseri halkına yaşattığı başarıdan, gururdan, onurdan,mutluluklardan sonra bence halkın ve taraftarın ilgisinin biraz daha fazla olması gerekiyor ki bunu bugüne kadar çok fazla göremedik açıkçası.
İşte bedava bilet dağıtarak, bilet fiyatlarını 500 bin, 1 milyon gibi çok komik rakamlara çekerek taraftar toplamaya çalışıyoruz ama bence kendilerine bu kadar büyük bir başarıyı yaşatmış takımın ve 41 yıllık tarihinde böyle bir başarıyı görmemiş topluluğun o stadı takımlarına katkı yapar şekilde doldurmaları gerekiyordu. Taraftar bir daha böyle başarı istiyorsa, stadı doldurması gerekir.
– Bu durum iki takımın birleşmesine doğru gider mi?
Tabii Erciyesspor’un durumu şu an için çok kritik. Sezon sonunda durumu ne olur bilemiyorum ama artık Kayseri halkına, Kayseri taraftarına da iki sezonduk yaşadığımız başarılardan sonra önümüzdeki sezon insanlara şunu diyemeyiz; tamam biz geçen sezon 5. olduk, bu sene de inşallah böyle bir seviyede bitirebilirsek başarılı olduk diyebiliriz ama bundan sonraki sene de bizim amacımız yine 5.’lik diyerek insanları tatmin etme şansımız olmaz. Çıtayı yükseltmek gerekir, bu da bazı fedakarlıkları gerektiriyor şehir bazında.
– Bu başarılar üzerinizde baskı oluşturdu mu?
Şöyle tabi, insanlar bizden daha büyük başarılar bekliyorlar. Biz geçtiğmiz sezon 17 hafta lig 3.’sü olarak devam etmişiz, ligi 5. olarak bitirmişiz. İnsanlar bizden artık şunu bekliyor, 5.’lik artık bizi mutlu etmez, biraz daha büyük başarılar istiyoruz. Daha büyük başarılar isterken ona göre yatırım yapma, alt yapıyı hazırlama zorunluluğumuz var. Böyle bir beklentiyi karşılayacak kadro yapısını oluşturmak lazım. Bunu yapmak için de tabi bazı yeterlilikler gerekiyor, o şu anda biz de mevcut değil açıkçası.
“KAYSERİ’DEN YETERLİ DESTEĞİ GÖRMÜYORUZ”
– Bu sezon ki hedefleriniz neler?
Biz hedef olarak günlük başarılar ile yetinmeyi istemiyoruz. O yüzden geçtiğimiz sezonki başarıyı istikrarlı bir hale getirmek istiyoruz. Eğer bu sezon da ligi 4.’lük ile 7.’lik arasında bir yerde bitirirsek, bunu sağlamış olabiliriz. Bu da Kayserispor açısından başarıdır.
– Kayseri şehrinden yeterli desteği görüyor musunuz? Sonuçta Kayseri’de bir çok büyük holding ve şirket var.
Kesinlikle gördüğümüzü söyleyemem.
– Kayseri para yönünden çok rahat bir şehir gibi duruyor…
Allah razı olsun insanlar tabii ki katkıda bulunuyor ama şu an da bütçe olarak Türkiye Ligi’ndeki en ucuz iki ya da üç tane takımdan bir tanesiyiz. Çok büyük paralar harcayarak bu takımı oluşturmadık. Yani çok büyük paralar harcayarak da kimseye 5. ya da 6. olucaz diye vaatlerde bulunmadık. Mütevazi bir bütçemiz var ve ayağımızı yorganımıza göre uzatıyoruz. Çok astronomik transferler yapmayarak takımdaki dengeleri bozmamaya çalışıyoruz.
– Futbolda sponsorluk konusunda ne düşünüyorsunuz? Vestel Manisaspor örneği var ve Vestel, Manisaspor’a büyük şeyler kattı. Kayseri için böyle bir düşünceniz var mı?
Eğer şehir olarak bütünlüğü sağlayamıyorsanız, takımınıza katkıda bulunamıyorsanız birinin kanatları altına girip, bu iş olabilir bence. Büyük başarılar yaşanmak isteniyorsa bu tarz bir şey olabilir ama Kayseri şehrinin bence böyle tek bir çatı altına girip de bu işi yapmasına hiç gerek yok. Yani Kayseri’nin bugün Türkiye’nin en büyük sanayisi var, ekonomik anlamda en rahat şehirlerinden biri deniyorsa takıma katkı sağlanacak ortam çok rahat oluşturulabilir.
“GÖKHAN OLMADAN DA MAÇ KAZANABİLMELİYİZ”
– Gökhan Ünal’ın sakatlığı takımı nasıl etkiledi? Gökhan çok önemli bir oyuncu ve bu sezona da çok iyi başlamıştı…
Evet Gökhan sezona iyi başlamıştı. Gökhan bizim ve Türk Futbolu için çok önemli bir oyuncu. Onun sakatlanması tabii ki bizde eksiklik oluşturdu ama baktığımız zaman futbolun içinde bu tür şeyler her zaman oluyor. Yani biz Gökhansız da maç oynamayı, Gökhansız da maç kazanmayı başarmak zorundayız. Nitekim kazandık da.
– Bu sezon lig çok değişik bir şekilde gelişiyor. İki galibiyet alan takım kendini üst sıralarda bulurken bunun tam tersi olarak da iki mağlubiyet alan takım alt sıralara geriliyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Ligdeki rekabet ortamının üst sıraya çıkması açısından güzel bir görüntü. Tabii ki puan aslanın ağzında, dolayısıyla alınacak 1 puan bile takımların yerini çok değiştiriyor. O yüzden bütün takımlar artık mücadeleyi ön sıraya çıkardı, bunun sonucunda da ligin en altındaki takım ligin en üstündeki takımdan çok rahatlıkla puan alabilir duruma geldi. Yani kimse artık kolay maç kazanamıyor, bu Türk Futbolu’nun geleceği açısından güzel bir görüntü.
“FRANSA, YUNANİSTAN VE ASYA’DAN TEKLİFLER ALDIM”
– Başarılı bir teknik adamsınız. Takımı da çok iyi idare ediyorsunuz, teklifler geliyordur mutlaka…
Evet geçtiğimiz sezon Avrupa’dan teklifler geldi. 3-4 takımdan teklif geldi. Asya’dan bir milli takımdan teklif geldi ama şu aşamada ben bir iki sene daha Kayserispor’daki görevimi devam ettirip burada antrenörlük anlamında iyi bir tecrübe kazanmayı düşünüyorum. Şu anda yaşım çok genç, 37 yaşındayım. Kayserispor ile mukavelem de önümüzdeki sezonun sonuna kadar devam ediyor. Yani şu an Kayserispor’da yapacak daha çok işimiz olduğunu düşünüyorum. Tabii ki benim de hedeflerim var, gelecekten beklentilerim var ama şu anda tüm enerjimi, konsantrasyonumu Kayserispor’un başarısı için harcamak istiyorum. Bu nedenle gelen teklifleri de değerlendirmek istemiyorum, Türkiye’den de gelmiş olsa.
– Tekliflerin hangi ligten geldiğini sorsam…
Fransa’dan, Yunanistan’dan ve Asya’da bir milli takımdan.
– Asya’dan gelen teklif hangi milli takımdan idi?
Bu hala gündemde olan bir olay, o nedenle zamanı gelince açıklarız.
– Takımınızda performansıyla sizi şaşırtan bir oyuncu var mı?
Geçtiğimiz sezon mesela en az 7-8 oyuncumuz kendi performansının zirvesine çıktı. Geçtiğimiz sezonki performansının altında olan oyuncular var. Yani açık konuşmak gerekirse bu sezon geçen sezona göre 7-8 puan geride olmamızın bununla da bağlantısı vardır. Bu oyuncuların yeniden eski performanslarına ulaşması gerekiyor.
“FUTBOLU BIRAK DEMELERİNİ BEKLEMEDEN BIRAKTIM”
– Futbolu erken bırakmanızın nedenleri neydi?
Türk Futbolu’nda isim yapmış, bir yerlere gelmiş ve halkın gözünde belli saygınlığı olan bir insanım. Beşiktaş’tan, Samsunspor’a döndükten sonra çok zor şartlar altında orda işimizi yapmaya çalıştık. Ekonomik anlamda baya sıkıntılar yaşadım, tabii oradaki havayı Samsun’da bulamadım. Bu yüzden de şunu istemedim, işin son dönemine gelip de idare etmektense, önümüzde hedefimizin ve ideallerimizin çok büyük olduğu antrenörlükte işe biraz daha erken başlayıp, yol almayı düşündüm. Çok doğru bir karar vermişim, son dönemlerimde futbol oynarken de insanların; ya artık yeter demelerindense sizin de dediğiniz gibi futbolu neden bıraktınız demeleri benim için çok daha anlamlı oldu. Halkın gözünde oluşturduğumuz saygıyı, krediyi tüketmemiş oldum.
– Forvet olarak başladığınız futbol hayatınızda daha sonra defansa çekildiniz ve elinizden geleni yaptınız. Takımınızdaki bir oyuncu için böyle bir şey düşünür müsünüz?
Yani eğer şartlar gerektiriyorsa düşünülebilir.
– O zamanki şartlar bunu gerektiriyor muydu?
Bence gerektirmiyordu. O zaman hocanın elinde yeterince defans oyuncusu vardı ama hiçbir hoca da takımının menfaatine olmayan bir olayı yapmaz, kendini ateşe atmaz. O zamanki şartlarda demek ki benim o bölgede daha fazla yararlı olacağımı düşündü ve öyle bir karar verdi. Biz de onun kararına saygı gösterdik ve devam ettik.
– Hocam kafanızda menajerlik sistemine geçmek gibi bir düşünce var mı?
İngiltere’deki menajerlik sistemiyle biz de uygulanmaya çalışılan menajerlik sistemi çok farklı. Orada, buradaki teknik direktör, menajer adıyla adlandırılıyor. Yine takımın başında sahaya çıkıyor.
– Daha değişik yetkileri de var parasal yönden de takıma karışıyor…
Ona kesinlikle katılmıyorum. Ben bu takımın teknik direktörüysem, teknik anlamda işimi en iyi şekilde yapmak zorundayım. Kulübün parasal, idari işlerini yapacak kişilerin de o alanlarda uzmanlaşmış kişiler olması lazım. Bunun için bir defa idari ve mali olarak çok dolu olmanız gerekli. İşte birkaç tane hoca Türkiye’de bunu yapmaya çalıştı ama sonuçta hep başarısız oldular. Çünkü bizim işimiz sahada takımımızın performansını arttırmak ve başarılı olmaktır. Yani kendi işinizi bırakıp da kendi üzerinize düşmeyen işler yapmaya çalışırsak, esas yapmamızın gereken işi ihmal edebiliyorsunuz.
“GERETS’İ ÇOK BEĞENİYORUM”
– Beğendiğiniz teknik adamlar kimler?
Gerets’i çok beğeniyorum.
– Oyun stilimi yakın geliyor size?
Oyun stili, olaya bakış açısı, felsefesi, anlayışı. Aykut Kocaman’ı, Raşit Çetiner’i de beğeniyorum.
– Takımınızda form durumlarına baktığınız zaman Milli Takımımız’da görev alabilecek isimler olarak kimleri sayabilirsiniz?
Gökhan Ünal ile Mehmet Topuz artık sürekli seçiliyorlar zaten. Diğer isimlere baktığımız zaman ise performansları üst seviyeye çıkan Bülent Bölükbaşı olsun, Ragıp olsun, Fatih Ceylan olsun, Aydın olsun bunlar zaten gündeme geldiler Milli Takım için. Fatih Hoca ile de ara sıra konuşup, fikir alış-verişinde bulunuyoruz.
– Ligde ilk yarının sonlarına yaklaşıyoruz. Performansıyla takımına çok katkı sağlamış dikkatinizi çeken bir isim var mı?
Fenerbahçe’de Ümit Özat çok başarılı. Bursaspor’da Frasineau ve Sinan, Ankaraspor’da Bilal. Kendi takımımızda ise zaman zaman ön plana çıkan bir çok isim oldu.
– Teşekkürler Ertuğrul sağlam
0 comments