27 Aralık 2010
Trabzonspor’un önemli isimleriyle röportajlarımız sürüyor. Hrvoje Cale ve Burak Yılmaz’ın ardından takımın neşe kaynaklarından biri olan Brezilyalı oyuncu Alanzinho konuğumuz. Alanzinho’nun bu neşesi röportajımıza da yansıdı. Büyük bölümünü gülerek geçirdiğimiz röportajdan sizlerin de keyif alacağınıza eminiz.
Alanzinho ile şampiyonluğa giden Trabzonspor’u, takımın son durumunu, Türk Milli Takımı ile ilgili düşüncelerini, yakın dostu eski Galatasaraylı Elano ile ilgili görüşlerini ve tabii ki son olarak da özel hayatını konuştuk.
Editörümüz Hilmi Sever’in gerçekleştirdiği bu röportajla sizleri başbaşa bırakıyoruz…
-Trabzonspor bu sezon çok başarılı bir yıl geçiriyor ancak sen şu ana kadar beklenen performansa ulaşabilmiş değilsin. Genellikle maçlara sonradan dahil oluyorsun. Bunu neye bağlıyorsun?
“Takımımız çok iyi bir ivme yakaladı ve artık her oyuncu ilk 11’de oynayabilecek duruma geldi. Bir takımın bunu sezon içerisinde yakalaması çok önemli ve bu bizim için büyük avantaj. Benim de oynadıkça ve maçlara daha iyi odaklandıkça performansım yükseliyor. Hala eksik olan noktalarım olduğunu biliyorum ama oynadıkça bunları giderebileceğimi düşünüyorum. Takımımız iyi durumdayken bu eksikleri kapatmam daha kolay olacaktır. Ama dediğim gibi hala eksik olan bazı şeyler var.”
“JAJA ÇOK DAHA ETKİLEYİCİ PERFORMANSLAR SERGİLEYCEK”
-Vatandaşın Jaja ile ilgili neler söyleyeceksin? Brezilya’ya sorunlu bir gidişi oldu…
“Evet biraz sıkıntı oldu ama yakında yine aramızda olacaktır. Onu daha önce sadace ismen tanıyordum. Buraya geldikten sonra onu yakından tanıma şansı buldum ve çok iyi arkadaşlarımdan biri oldu. Ligin en iyi oyuncularının başında geliyor. Şu ana kadar gördükleriniz onun gösterebileceklerinin çok az bir bölümü. Çok daha etkileyici performanslar ortaya koyacak. Bunu çok iyi biliyorum, çünkü gerçekten önemli bir oyuncu. Takımını uzun süre taşıyabilecek yeteneklere sahip iyi bir takım arkadaşı.”
-Jaja ile sahada birlikte olduğunuz anlarda uyumunuz iyi gözüktü…
“Onunla oynamak çok büyük bir zevk. Nasıl hareket etmesi ve oyunun hangi bölgelerine hareketlenmesi gerektiğini çok iyi biliyor. Aynı dili konuşmamız da büyük avantaj. Benim olduğum bölgelere çok iyi toplar atıyor. Bu bir oyuncu için büyük zevk.”
TRABZONSPOR’UN EN BÜYÜK İKİ AVANTAJI
-Trabzonspor’un kadro kalitesi olarak, Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin gerisinde olduğu iddia ediliyor. Bununla ilgili neler söylemek istersin?
“Biz çok iyi bir takımız. Rakiplerimizin tabii ki iyi ve sonuç değiştirebilecek oyuncuları var. Ama teorik düzeyde ne kadar yıldız oyuncunuz olursa olsun bunu pratiğe dökemeyince bu tartışmanın bir anlamı kalmıyor. Bizim en büyük iki avantajımızdan birincisi hocamızın takımı çok iyi tanıyor olması ve hangi oyuncudan hangi pozisyonda verim alabileceğini çok iyi bilmesi. İkincisi ise yaklaşık 2,5 seneden bu yana birlikte oynayan bir takımız. Bu nedenle çok daha kolektif futbol oynuyoruz.”
-Bu avantajlar şampiyonluğu getirir mi?
“İlk yarıyı lider tamamladık ama daha önümüzde çok uzun bir ikinci yarı ve alınması gereken çok puan var. Kaliteli takımlara karşı şampiyonluk mücadelesi veriyoruz. Şu anda ciddi bir şansımız var, kazanacağımız her maçla bu şans katlanarak devam edecek.”
“JAJA İLE BENİM ÖNCELİKLİ HEDEFİMİZ BREZİLYA MİLLİ TAKIMI”
-Türk vatandaşlığına geçmeyi düşünüyor musun?
“Şu anda zaten Türkçe bir adım var. Bana Oflu Ali diyorlar. Buraya çok iyi uyum sağladım, Trabzon’u ve Türkiye’yi çok seviyorum. Ama şu an bunu oturup düşünmedim, belki ileride olabilir. Çifte vatandaşlığı olan birçok Brezilyalı oyuncu var. Hatta vatandaşlığını aldıkları ülkenin milli takımlarında da oynuyorlar. Ama şu an için böyle bir düşüncem yok.”
-Ben de aslında konuyu buraya getirmek istiyordum. Türk Milli Takımı’nda oynamak ister misin? Jaja’nın da Türk vatandaşlığına geçirilip, milli takımda forma giymesi bir süre tartışılmıştı.
“Jaja ve benim için öncelikli hedef Brezilya Milli Takımı’nda oynayabilmek. Bu şu an için uzak bir hedef gibi gözükse de biz bunu ciddi ciddi istiyoruz. Ama oraya seçilmek gerçekten zorlu bir süreç. Eğer bu hayali gerçekleştiremezsek Türk Milli Takımı’nda oynamak isteriz.”
“TÜRK MİLLİ TAKIMI’NDA ÜÇ BREZİLYALI İLGİNÇ AMA BAŞARILI OLURDU”
-Şu an uçuk bir düşünce ama ikiniz Türk Milli Takımı’nda olsanız, neler yapabilirsiniz? Tabii Aurelio’yu da unutmamak lazım…
“Üç Brezilyalı’yı, Türk Milli Takım’na almak hem ilginç hem de çok konuşulacak bir hamle olur. Çünkü üç Brezilyalı’nın bir başka milli takımda birlikte oynadığını hiç duymadım. Ama faydalı oluruz diye düşünüyorum.”
-Türk Milli Takımı’nda en çok birlikte oynamaktan zevk alacağın isim kim olur?
“Selçuk’la zaten burada oynuyoruz ama Türk Milli Takımı’nda oynamak farklı olurdu. Fenerbahçeli Emre Belözoğlu ile de birlikte oynamak isterdim. Her ne kadar pozisyon olarak benim gerimde olsalar da onlarla aynı 11’de yer almak büyük zevk olurdu.”
“ELANO DEV BİR TAKIMA DÖNÜŞ YAPAR”
-Brezilyalı oyuncular kendi ülkelerine dönmek için özel çaba mı sarfediyor? İngiltere ya da İspanya’da da oynasalar bile futbol yaşamlarının en iyi dönemlerinde dahi ülkelerine dönebiliyorlar. Son olarak Elano örneğinde bunu gördük…
“Aslında bu durumda şaşılacak bir şey yok. Çünkü bunun çok büyük iki sebebi var. Birincisi biz Brezilyalı oyuncular gerçekten aile ve arkadaşlık bağlarına çok önem veren insanlarız. Bunlar bizim hayatımızda çok önemli yer tutuyor. Belirli bir yaştan sonra tamamiyle onlara yakın olmak ve birlikte vakit geçirmek istiyoruz. İkinci olarak ise Elano’nun örneğinde de bunu görebilirsiniz, mesela Robinho İngiltere’ye uyum sağlayamadı, bunun ardından Brezilya’ya gitti ve çok büyük bir takımla şampiyonluk yaşadı. Daha sonra Milan’a transfer oldu ve şu an çok iyi bir performans sergiliyor. Brezilya’da aldığımız güven ve değerler bizi yeniden ayağa kaldırabiliyor. Elano’nun seçimi de bence böyle. Ülkenin en büyük takımlarından birine gitti orada ailesine yakın olacak ve uyum sorunu yaşamayacak. Büyük ihtimalle de dev bir takıma Türkiye’deki futbolseverleri şaşırtacak kadar iyi bir geri dönüş yapacaktır.”
-Elano ile diyaloğunuz var mıydı?
“Evet çok sık konuşuyorduk. Elano çok iyi bir arkadaşım.”
“ELANO’NUN G.SARAY’LA İLGİLİ HİÇ OLUMSUZ SÖZÜ YOKTU”
-Galatasaray’daki sorunlarından bahsediyor muydu?
“Galatasaray ile ilgili hiçbir olumsuz sözü yoktu. Galatasaray’ın tanınan bir kulüp olduğunu söylüyordu. Kulüp içinde takımı etkileyecek sorunlar yaşamadıklarını anlatıyordu. Yalnızca takımın gidişatından çok mutsuzdu. Buradan ayrılırken de Türkiye’den ve Türk halkının ona karşı gösterdiği ilgiden memnun olarak ayrıldı.”
-Santos’a transfer olacağını biliyor muydun?
“Santos transferi çok hızlı gelişti ama benim için sürpriz olmadı.”
-“Ali Sami Yen’de kendimi daha gerçek Trabzonsporlu gibi hissediyorum” diye bir açıklamanı okumuştum. Bununla tam olarak anlatmak istediğin şey neydi?
“Oradaki büyük maçlarda oluşan atmosfer, size bir oyuncu olarak daha fazla oynama şevki veriyor. Oraya çıktığınızda kendinizi gerçekten farklı bir ortamda hissediyorsunuz. Bu sözü de o nedenle söylemiştim.”
“BOYU YÜZÜNDEN SIKINTI ÇEKMEYCEĞİ BİR TAKIM: BARCELONA”
-Daha önce İspanya’da forma giymek istediğini söylemiştin. La Liga’da formasını giymek istediğin bir takım var mı?
“Brezilya’da çocukluğumdan beri her zaman İspanya Ligi’nde forma giymek istedim. Eğer seçme şansım olsa şüphesiz Barcelona’yı seçmek isterim. Çünkü onlara çok büyük hayranlığım var.”
-Barcelona boy ortalaması olarak kısa oyunculardan kurulu, ayağa hızlı paslar yapan bir takım. Mesela Zlatan Ibrahimoviç gitti ama olmadı. Senin de önemli bir avantajın var diyebiliriz. Aslında oraya yakışıyorsun…
“(Cevaba gülerek başlıyor) Barcelona’da oynamak benim için müthiş bir şey olurdu. Çünkü oyun yapıları da benim hayal ettiğime çok yakın. Ve dediğiniz gibi benim için çok uygun bir takım.”
-Barcelona’nın temposuna ayak uydurabilir misin?
“Türkiye’de ve Norveç’te ülke futboluna uyum sağlayabilmem için belirli bir zaman geçti. Oraya da gidersem mutlaka böyle bir dönem olacaktır. Barcelona’daki tempo tabii ki çok yüksek ve farklı bir oyun sistemi ile oynuyorlar. Gittiğim her ülkeye ve her takıma ayak uydurabilirim diye düşünüyorum.”
“MESSİ’NİN BANA İHTİYACI YOK”
-Peki Messi mi sana, sen mi Messi’ye daha çok gol attırırsın?
“Bu soruya şöyle cevap veriyim: Messi tek başına asisti yapıp, tek başına golü de atabilir. Yani Messi’nin bana ihtiyacı yok. (kısa bir süre gülme molası veriyoruz)”
-Trabzon’da başına gelen en ilginç olay ne oldu?
“Buraya ilk geliş günüm ve taraftarlarımızın beni karşılama şekilleri çok farklıydı. Norveç’te ve ülkemde Flamengo’da da oynadım, orada da ilgi görmüştüm ama Trabzon Havalimanı’nda karşılanma şekli hiç görmediğim bir şeydi.”
“LİSA BENİ KESERDİ”
-Biraz da özel hayatınla ilgili sorulara geçmek istiyorum. Kız arkadaşın Lisa-Marie Woods da bir futbolcu. O Stabek’te hangi mevkii de oynuyordu?
“Benimle aynı pozisyonda oynuyor. Daha önce Norveç Milli Takımı’nda oynuyordu. Gerçekten çok üst düzey bir tekniği var ve milli takımın en önemli oyuncularından biriydi.”
-Aynı takımda oynasanız kesilme korkusu yaşar mısın?
“Korkuyu yaşamazdım, çünkü büyük ihtimalle beni keserdi. Dediğim gibi müthiş bir tekniği var.”
-Aranızdaki büyük mesafe sorun oluyor mu? Sık görüşebiliyor musunuz?
“Şu anda aramızda bir aşk yok. Ama arkadaşlığımız devam ediyor. Kendi dalında çok başarılı bir isim. Londra’da yaşıyor. David Beckham’ın açtığı futbol akademisinde ders veriyor. Futbol teknikleri üzerine bazı teoriler ve teknikler üretiyor.”
-Ayrıldınız yani…
“Evet ama arkadaşlığımız devam ediyor.”
YENİ KIZ ARKADAŞI AVUKAT…
-Peki şu an yeni bir aşk var mı?
“Var.”
-O da mı futbolcu yoksa?
“Hayır. (gülerek)”
-Nereli ve hangi mesleği yapıyor?
“Belçikalı. Şu anda üniversite eğitimine devam ediyor. Avukat olacak.”
-Türkiye’ye geldi mi?
“Henüz gelmedi ama gelecek.”
-Şampiyonluk yolunda başarılar diliyoruz…
“Teşekkürler. Umarım şampiyon olduğumuzda da bir röportaj yaparız.”
-Çok seviniriz…
0 comments