6 Ağustos 2009
Menajerlik sistemini değerlendirmeye devam ediyoruz. Batur Altıparmak’tan sonra Hilmi Sever’in ikinci konuğu Ahmet Bulut. Arda Turan, Emre Belözoğlu, İbrahim Toraman, Çağdaş Atan ve Uğur İnceman gibi yıldız oyuncuların menajerliğini yürüten Bulut, sorularımıza içten yanıtlar verdi.
Türkiye’de menajerliğin düzelmesi için Federasyon’un devreye girmesi gerektiğini belirten Bulut, kulüplere de altın değerinde tavsiyelerde bulundu.
Şimdi bu röportajla sizleri başbaşa bırakıyoruz…
-Öncelikle kendinizden kısaca bahseder misiniz?
“1969 Adana doğumluyum. Almanya’da futbol yaşamıma başladım, daha sonra İsviçre Ligi takımlarından Brüttisellen’e oradan da G.Saray’a transfer oldum. Zeytinburnuspor ile devam eden kariyerim Ağrıspor ile son buldu. Daha sonra da menajerlik kariyerim başladı.”
-Menajerliğe nasıl başladınız?
“2001 yılında mesleğe başladım. 2002 yılında lisansımı aldım ve devam ediyorum.”
-Kaç futbolcu ile çalışıyorsunuz?
“37 Türk futbolcu ile çalışıyorum. Avrupa’da ise ortak menajerler vasıtasıyla transfer gerçekleştiriyorum. Oyuncunun menajeri ile görüşüyorum, Türkiye için yetkisini bana veriyor ve ben de transferi gerçekleştiriyorum.”
-Bir futbolcuyu kulüplere önerirken neleri göz önüne alıyorsunuz?
“İlk olarak hangi mevkiiye ihtiyaç olduğunu ve kulübün ekonomik boyutunu göz önüne alıyoruz. Doğal olarak Beşiktaş’a önerdiğiniz bir futbolcuyu, bir Anadolu kulübüne öneremezsiniz. Çünkü onların ekonomik durumu farklıdır.”
-Türkiye’de menajerlik nasıl işliyor?
“Ben kendi adıma konuşayım, çünkü diğerlerinin nasıl çalıştığını tam olarak bilmiyorum. Benim çalışırken hiçbir sıkıntım olmadı. Menajerlik sistemindeki sıkıntıyı medyadan izliyorum. Görüştüğüm kulüp yetkilileri de çoğunlukla menajerlerden şikayetçi olduklarını söylüyorlar. Menajerlerin tabii ki bir suçu olabilir ama bana göre ilk suçlu buna izin verenlerdir.”
“EN BÜYÜK HATA ARAŞTIRMAMAK”
-Türkiye’de transferler profesyonelce yapılıyor diyebilir misiniz?
“Ben profesyonelce yapıyorum. Çünkü başkaları hakkında konuşamam. Nasıl anlaşmalar yaptıklarını bilmiyorum ama dışıradan gözüken durumun pek hoş olmadığı.”
-Kulüplerin transferlerdeki hataları neler?
“En büyük hataları araştırmamaktan kaynaklanıyor. Bir isim veriliyor, internete girip kaç maç oynadığına bakmakla transfer yapılmaz. Oyuncu bir kere izlenip de alınmaz, en az 4-5 kez izlenmeli. Çünkü çok büyük paralar ödeniyor ve ağır sözleşmeler imzalanıyor. Bir oyuncuya 5-6 milyon bonservis bedeli verip hatalı transfer yapılınca kulüpler büyük zarar görüyor. Örneğin Zapotocny ve Gordon Schildenfeld.”
-Zapotocny kötü bir futbolcu muydu?
“Hayır bunu kesinlikle söyleyemeyiz ama değerini iyi araştırmak gerekiyordu.”
-Avrupa ve Türkiye’deki menajerlik sistemini kıyasladığınız zaman aradaki farklar neler?
“Tamamen farklı. Avrupa’da menajerliğe çok ciddi ve profesyonel bir iş olarak bakıyorlar. Kulüplerle görüşmeye gittiğiniz zaman anında yöneticiler, internete girip resmi menajer misiniz, değil misiniz diye bakıyorlar. Resmi menajer değilseniz, muhattap bile olmuyorlar.”
-Avrupa’ya bir çok oyuncu gönderiyorsunuz. Kulüplerle bağlantıyı nasıl sağlıyorsunuz?
“Ben bu işi yaklaşık 9 yıldır yapıyorum, Avrupa’da çok sayıda kulübü tanıyorum. Elimde çok kaliteli oyuncular olduğu için çok kolay randevular alıyorum ve görüşmeler yapıyorum. Avrupa’da her ülkede bulunan en güçlü 3-4 menajerle iş birliği yapıyorum.”
“TÜRKİYE’DE SİSTEM DİYE BİRŞEY YOK”
-Menajerlik sisteminin Türkiye’deki en büyük eksikliği nedir?
“Türkiye’de sistem diye birşey yok. En büyük hata Futbol Federasyonu’nda. Kulüpler çok büyük hatalar yapıyor ve Federasyon buna sessiz kalıyor. 85 tane resmi menajer var, bunların kaç tanesi dil biliyor? Öncelikle bunun araştırılması gerekiyor. Hata buradan başlıyor. FIFA lisansımı Türkiye Futbol Federasyonu’ndan aldım, sınava girdim ve kazandım. Ama bu sınavın yabancı dilde yapılması gerekiyor. Federasyon yabancı dil şartı arıyor fakat lisans alanların çoğu yabancı dil bilmiyor. Benim de merak ettiğim konu, bu insanlar nasıl FIFA lisansı aldı? Federasyon sistemi değiştireceğiz diyor ama yanlışlık asıl Federasyon’da başlıyor.
Federasyon menajerlere hiçbir bilgi vermiyor. Nasıl kulüpler zaman zaman toplanıp bir araya geliyorlar ve son gelişmeleri değerlendiriyorsa, Federasyon’da menajerleri toplayıp brifingler vermeli, yeni kanun ve uygulamaları bizlere aktarmalı. Avrupa’da Federasyonlar tüm gelişmeleri anında menajerlere aktarıyor. Biz de maalesef bu tarz işler olmuyor. Ben yeni bir kuralı bilmesem hata yapmış olabilirim ama burda hatadan Federasyon sorumlu olur.
Bana göre en büyük sıkıntılardan biri de futbolcu ve menajer derneklerinin olmaması. Ama buna kulüpler izin vermez. Çünkü federasyonla birlikte hep kendi çıkarlarını düşünüyorlar. Futbol çok büyük bir pasta ve burda herkese bir pay düşübelir ama işler doğru yapılırsa.”
“İMZAYI ATMADAN ORTAYA ÇIKARMAM”
-Kulüpler neden sürekli olarak menajerlerden şikayet ediyorlar. Son olarak başkanlar bir araya geldi ve menajerlere ağır eleştiriler getirdiler. Ve buna bağlantılı olarak Mehmet Topuz olayında yaşanan karışıklığı nasıl yorumluyorsunuz?
“Başkanların isyanını kesinlikle üzerime alınmıyorum. Ben de kesinlikle böyle bir durum olmaz. Hiçbir oyuncumu imzayı atmadan ortaya çıkarmam. Bu tamamen profesyonellik anlayışıyla ilgili. Bu olayın tek pozitif tarafı artık Türkiye Futbol Federasyonu’nun bu konuda harekete geçecek olması. İnsanlar bazı hatalar yapıyor ki, başkanlar isyan ediyorlar. Tabi yöneticilerin de büyük hataları var. En ufak yanlışlık da hemen menajerleri suçlamamalılar, çünkü en kolay kaçış yolu bu. Hemen menajer futbolcunun kafasını karıştırıyor diyorlar ama hiç düşünmüyorlar ben bu futbolcuya ne yaptım?
Futbolcular çok akıllı insanlar. Bir çoğu 18-20 yaşında evleniyorlar, her kararını verebilecek yapıda insanlar. Asıl kulüpler futbolcunun kafasını çeliyorlar, transfer döneminden önce arıyorlar; ‘hiçbir yere gitme seni transfer edeceğiz’ diyorlar ve oyuncuyu zor durumda bırakıyorlar. Sonra suçlu menajer oluyor. Avrupa’da böyle birşey olamaz. Hiçbir kulüp doğrudan oyuncuyla bağlantıya geçmez, her iş menajerler üzerinden yürür.
En son örneği veriyim Sezer Öztürk ve Ufuk Ceylan transferinde kulüpten izin alınmıştır ve görüşmeler resmi olarak devam ediyor. Bir futbolcunun mukavelesi olduğu sürece menajer hiçbir şey yapamaz.
Bir başka konu da vefa göstermeli diye oyunculara baskı yapılması çok gereksiz. Futbolcu belirli bir zaman ve para karşılığında imza atıyor ve o süre boyuncu sahaya çıkıp mücadelesini veriyor. Futbolcu profesyonel düşündüğü zaman hemen menajerlere gözler dönüyor. Ben doğal olarak futbolcunu hakkını savunmaya çalışıyorum. Bana bir kulüp de yetki verirse, o kulübün hakkını savunurum.”
“HER ZAMAN SON KARAR FUTBOLCUNUN”
-Menajer ve kulüplerin diyalogları nasıl gerçekleşiyor?
“Kendi görüşmelerimde sportif direktörler, başkan yardımcıları veya başkanlar ile görüşüyorum. Tüm görüşmelerimde belirli bir mesafeyi koruyorum.”
-Futbolcunuzu bir kulübe önerirken, nelere dikkat ediyorsunuz?
“Örneğin üç kulüp benim futbolcumu istiyor, öncelikle futbolcumun sportif olarak hangi takımda başarılı olacağını düşünürüm ve futbolcumu bu yönde yönlendiririm. Ama tabi her zaman son karar futbolcunun isteğidir.”
-Menajerler bir transferden ne kadar kazanır?
“Hiçbir futbolcumdan para almam. Kulüplerden paramı alırım. Bunun yüzdesi de yüzde 3-5 ya da en fazla 10 olur. Bunun yüzde 10’un üzerine çıkacağını sanmıyorum. Tabii bu yüzde oyuncunun maliyetine göre değişir.”
“KİM ARDA’NIN MENAJERİ OLMAK İSTEMEZ”
-Bazı menajerlerin transferlerde çok büyük paraları açıktan aldığı konuşuluyor…
“İşte bu yüzden futbolcular Ahmet Bulut ile çalışmak istiyor. Çünkü futbolcuma iyi servis veriyorum, her zaman yanındayım, parasını da almıyorum. Neden benden oyuncu ayrılsın ki! Fesatlık ve kıskançlık bu işte çok fazla. Sonra garip garip suçlamalar atıyorlar. Ben yılın 200 günü yurt dışındayım ve çok çalışıyorum. İyi futbolcunuz varsa doğal olarak iyi paralar kazanırsınız. Ben kazandığım tüm parayı vergilendiriyorum.
Örnek olarak kim Arda’nın menajeri olmak istemez! Arda ile konuştuğumuz zaman da o şunu söylüyor: İki sene önce neredeydim, seninle çalıştım buralara geldim diyor. Futbolcum benden memnunsa hiçbir şeyi takmıyorum. Ben kuvvetliyim, bunu da futbolcuma hissetiriyorum. Benim gözüm futbolcumun cüzdanında değil, çünkü benim kimseye ihtiyacım yok. O ekonomik güç beni özgür yapıyor. Diğerleriyle aramızdaki fark bu.”
“POLAT’IN ARDA PLANI HAZIR”
-Arda, Avrupa’ya gitmek istiyor mu?
“Öncelikle herkes şunu bilmeli, Arda Turan’ın kulübüyle mukavelesi devam ediyor. Tabii ki her futbolcu Avrupa’da futbol oynamak ister. Yalnız Arda’nın ve benim istememle bu iş olmaz, kulübün de istemesi lazım. Benim burada görevim Arda’yı mutlu ettirmek.”
-Arda için size danışan Avrupa’dan kulüpler oldu mu?
“Evet oldu. Olmasa zaten üzücü olur. Ama bunları söyleyemem.”
-Adnan Polat; ‘Arda’nın kariyer planını yaptım’ demişti. Bununla ilgili olarak konuştunuz mu?
“Tabii ki konuştuk. Benim başkanla konuştuğumuz, başkanla bizim aramızdadır. Adnan Polat’ın, Arda ile ilgili planı hazır, bunu ben biliyorum, Arda biliyor ve başkan biliyor. Bu bilenler de yeter. Başkan, Arda’yı seviyor ve onu da kaptan yaparak onure etti.”
-Menajerler arasında rekabet var mı?
“Benim kimseyle bir rekabetim yok. Hakedene gerçekten helal olsun.”
“NİHAT’IN DÖNMESİNİ BEKLEMİYORDUM”
-Sizi en çok şaşırtan transfer hangisi oldu?
“İsmail Köybaşı ve Nihat Kahveci transferi. İsmail çok yetenekli bir oyuncu ancak Türkiye’de o yaşta bir oyuncu için çok yüksek bir rakam. Nihat’ın da Türkiye’ye dönmesini beklemiyordum.”
-Türkiye’de transfer dönemi nasıl geçiyor?
“Özellikle üç büyük kulüp çok hareketli. Kriz ortamında çok büyük transferler yapılıyor.”
-Ahmet Bulut’un en zevk aldığı transferler hangileridir?
“Yurt dışından oyuncu getirmek yerine, kendi oyuncularımızı Avrupa’ya gönderince mutlu oluyorum. Son olarak Fink ve Ernst transferlerini ben gerçekleştirdim ama tabii bir yerli oyuncuyu Avrupa takımlarına göndermek benim için daha önemli.”
0 comments