Lig TV’nin melekleri

4 Şubat 2009

Artık futbol denilince akla yalnızca sahadaki 22 futbolcu ve tribünlerdeki fanatik erkek taraftarlar gelmiyor. Son yıllarda bayan taraftarların sayısı da tribünlerde hızla artıyor ve bayanların güzel görüntüleri futbola ayrı bir renk katıyor.

Tribünlerdeki bu güzelliklerin ekranlardaki yansıması ise bayan spor spikerleri. Güzellikleri ve zarafetleriyle futbol haberlerine farklı bir renk katan bayan spikerlerin en başarılılarının başında da Lig TV’nin ekranlarından sporseverlere seslenen Minecan Beyazadam ve Dilara Gönder geliyor.

Hilmi Sever bu kez sorularını Minecan Beyazadam ve Dilara Gönder’e yöneltti. Gündemdeki konularla ilgili sorularımızı da yanıtlayan genç spikerler ile haklarında merak edilenleri de konuştuk…

-İlk sorumuz Beşiktaş’ın çok tartışılan Yusuf Şimşek transferiyle ilgili olacak. Yusuf Beşiktaş’ta başarılı olur mu?
Minecan Beyazadam: “Yusuf’un kalitesi ortada, bunun hakkında kimse çok fazla bir şey söyleyemez. Bence Beşiktaş’ta başarılı olacaktır. Taraftar da zaten ilk maçta yanına çağırdı ve sevgisini gösterdi. Yusuf’un takımı toparlayacak bir havası var, yaşı ilerledikçe bunu özelliği daha da belirgin bir hal aldı. Yaşının bir problem olduğunu düşünmüyorum. Beşiktaş’a çok faydalı olacaktır.”
Dilara Gönder: “Yusuf’un, Beşiktaş’ta başarılı olup olmayacağını Mustafa Denizli’nin oynatacağı sisteme bağlı olduğunu düşünüyorum. Ama bunu konuşmak için henüz çok erken.”

-Beşiktaş’ta Aydın’ın da takımdan gönderilmesi gündemdeydi ancak daha sonra yapılan görüşmelerde takımda kalmasına karar verildi. Bu konuyla ilgili sen ne düşünüyorsun?
Minecan: “Aydın, Bursaspor’a eğer kiralık olarak gidecekse faydalı olabilirdi. Ertuğrul Sağlam’ın gözetiminde daha çok forma giyerek kendini daha fazla geliştirebilirdi. Beşiktaş’ta çok fazla forma şansı bulacağını düşünmüyorum.”
Dilara: “Bu konuda Mine’ye katılmıyorum. Taraftarın bu konudaki tepkisini haklı buluyorum. Aydın forma giydiği maçlarda son derece iyi oynuyordu. Beşiktaş’ta da zamanla kalıcı bir isim haline geleceğini düşünüyorum.”

SKİBBE VE ARAGONES DEĞERLENDİRMESİ

-Skibbe sizce başarılı mıydı?
Minecan: “İlk yarıya baktığımız zaman son derece başarılıydı. Takımı derleyip, toparladı. Dinamik bir hoca, yönetim ve futbolcularla iyi ilişkiler kurdu. Galatasaray takım olarak da çok iyi, oyun şablonu hiç değişmiyor. Skibbe’nin dinamik olması da büyük artı.”
Dilara: “Her şeyden önce Alman disiplini Galatasaray’da işe yarıyor. Fedlkamp’ın yeniden gelişinin iyi olduğunu düşünüyorum. Skibbe’nin dinamizmi ve Feldkamp’ın tecrübesi Galatasaray’ı daha iyi noktalara taşıyacaktır. Bir teknik adam geldiği zaman sabırlı olunmalı, hemen başarı bekliyoruz. Hocanın bir tarzı var ve bunu takımına kabul ettirmesi zaman alabiliyor.  Lincoln ve Feldkamp’ın bu sene çok fazla karşı karşıya geleceğini düşünmüyorum çünkü Skibbe bu kez arada olacaktır.”

– Peki Aragones?
Minecan: “Aragones, Skibbe’nin tam tersi. Aragones bana sempatik geliyor, ara sıra uyuyor falan. Benim hoşuma gidiyor, farklı bir adam.”

– Aragones, Fenerbahçe’ye yakışan teknik direktör mü sence?
Minecan: “Aragones, sanki Fenerbahçe’ye uyan teknik direktör değil. Ama sonuçta İspanya ile yakaladığı bir başarı var. Şöyle bir dezavantajı var, kendi ülkesi dışında ilk kez çalışıyor. Aragones çok kaliteli bir hoca ve ileride daha da başarılı olacaktır. Fenerbahçe transferde çok genç oyuncular aldı. Aragones bu genç oyuncuları çok iyi yetiştirecektir. Aragones’in Fenerbahçe’de çok uzun yıllar görev yapacağını düşünüyorum.”
Dilara: “Aragones, Fenerbahçe için çok farklı bir tarz oldu. Fenerbahçe’de Brezilya tarzı iyi oturmuştu, bütün transferlerde buna göre yapılıyordu. Aragones belki genç teknik direktörler gibi oyuna sürekli müdahale etmiyor ama adamın bir saygınlığı var. Bu duruşu oyuncuları fazlasıyla etkiliyor. Türkiye’ye geldikten sonra başarısız sonuçlar alınca tüm İspanyol oyuncular onu koruyan açıklamalar yaptılar. Aragones’in, Fenerbahçe’de çok uzun yıllar görev yapacağı konusunda ise şüphelerim var.”
Minecan: “Zico’nun gönderilişine çok üzülmüştüm. Zico’nun gidişi, Fenerbahçe için büyük bir kayıptı. Takımdaki Brezilyalıların uyumu üst düzeydeydi ve Avrupa’da da en başarılı oldukları dönemleri yaşadılar.”

“ARAMIZDA REKABET YOK”

-Sizde iz bırakan futbol olayı nedir?
Dilara: “Lig TV’den önce FB TV’de çalışıyordum. F.Bahçe’nin Denizlispor ile oynadığı  ve şampiyonluğu kaçırdığı karşılaşmayı hiç unutamam. Son anda Fenerbahçe’den giden şampiyonluk benim için çok farklıydı.”
Minecan: “Ben de statta bir Beşiktaşlı taraftarın öldürülmesi olayını unutamıyorum. Bir de kaza geçirip vefat eden Doğan Seyfi’yi unutamıyorum.”

-Hem güzel hem de futboldan anlamayı bir artı olarak görüyor musunuz?
Dilara: “Hayır, bunu bir artı olarak görmüyorum.”
Minecan: “Evet hem de çok. Hem görsel olarak seyirciye hoş gelip hem de futboldan anlıyorsan seyirci seni çok daha sempatiyle karşılıyor. Hatta internet sitelerinde bizleri karşılaştırıyorlar.”

-Peki aranızda bir rekabet var mı? Genelde iki kadın aynı işi yapıyorsa bir kıskançlık durumu olur?
Dilara: “Asla yok. Aynı sektörde böyle iyi dostluklar çok zordur. Birbirimizi sürekli ekranda neler yapmamız konusunda uyarırız. Mine de ben de birbirimizin çok iyi yerlerde olmasını isteriz.”
Minecan: “Biz çok yakın arkadaşız. Bizi karşılaştıran haberlere ve anketlerle eğleniyoruz. İşte Türkiye’nin en iyi ve güzel spor spikerleriyiz.”

-Şampiyonluk adayınız var mı?
Dilara: “Bu sene hiçbir şey belli olmaz. 22-23. haftadan sonra üç takımın şampiyonluk yarşında biraz daha öne çıkacağını düşünüyorum. Klasik Galatasaray, Fenerbahçe ya da Beşiktaş yerine bu sene sürpriz bir şampiyon çıkabilir.”
Minecan: “Bu sene çok zorlu geçiyor. Ama Galatasaray’ın şampiyonluğa biraz daha yakın olduğunu düşünüyorum.”

“JOSE MOURİNHO –  FATİH TERİM”

-Anadolu’dan şampiyon çıkar mı?
Minecan: “Çıkmaz”
Dilara: “İmkansız diye bir şey yoktur.”

-En beğendiğiniz teknik direktör kim?
Dilara: “Jose Mourinho”
Minecan: “Fatih Terim”

-Maç anlatmak ister misiniz?
Minecan: “Kadın sesinden maç dinlemek güzel olmaz diye düşünüyorum.”
Dilara: “Ben buna hazırım ama Türkiye hazır değil.” (Kahkahalar yükseliyor)

“HABER SPİKERİ OLMAK İSTİYORUM”

-Sıradaki sorumuz hedefleriniz hakkında. Lig TV’de kendinizi ispatladınız. Peki bundan sonrası için neler düşünüyorsunuz?
Dilara: “Tabii ki herkes gibi yaşam standartlarımı yüksek tutmak için daha fazla çalışıp, para kazanmak hedeflerimden biri. İlgi alanlarımla alakalı işler yapmak isterim. Mesela sporla ilgili bir şeyler yapacaksam Türkiye dışında da değişik işler yapmak istiyorum. Futbolun merkezlerine gitmek ve daha önce yapılmamış projeler de yer almak bunlardan biri olabilir.”
Minecan: “Artık haber spikeri olmak istiyorum. Spora bir süreden sonra doyum oluyor. Hem muhabirlik hem spikerlik yapmak ideallerim arasında. Mesela Susurluk ve Ergenekon olaylarını araştırmak istiyorum. Haberi yapıp geleceğim ardından da ceketimi giyip spiker koltuğuna oturacağım.”

-Evli olsaydınız bu işi yapabilir miydiniz? (En sıkıntılı soruya gelmişiz)
Minecan: “Evli olup da bu sektörde çalışmak çok zor. Eşin standart saatleri olan bir işte çalışıyorsa akşam 6-7 gibi evde olacak sen gece 1-2’de eve geleceksin. Çocuk yapmayı düşünsen nasıl olacak. Haftada bir gün izin yapıyoruz, hafta sonu iznimiz yok. Tabii ki evlenince çalışmayı bırakacağım demiyorum ama medyada olmam gerekli diye de bir inadım yok. Bir güzellik salonu da açabilirim. Spor medyasında çalışınca erkek arkadaşın daha da kıskanç olabiliyor.”
Dilara: “Evlendiğim kişiyle bir aşk yaşıyorsam, bu aşkın da hakkını vermeliyim. İlişkilerde orta nokta bulunmalıdır. Evlenince kesin çalışmaya devam ederim ya da kesin bırakırım diye bir düşüncem yok. Eğer işi bırakıp evlendiğimde daha mutlu olacağımı düşünüyorsam bu işi bırakırım. Hırslarına yenik düşüp 50 yaşında mutsuz bir kadın olmak istemem. Şu söze inanmıyorum, ?çok kariyerliyim 50 yaşındayım, yalnızım ama mutluyum”. ”

“EN YAKIŞIKLI FUTBOLCU LJUNGBERG”

-Bir futbolcu ile evlenmek ister miydiniz?
Minecan: “Böyle bir şey istemiyorum. Ama sonuçta bu nasiptir. Bir spiker ve bir futbolcunun evliliği çok karışık olabilir. İşleri gereği ikisinin aynı zamanlarda evde bulunması çok zor olur. Yakın meslek dallarındaki bir kişiyle birlikte olmak güzel olmaz.”
Dilara: “Ben böyle bir şey düşünmedim, düşünmüyorum da. Zaten şu anda bir erkek arkadaşım var ve o da futbolcu değil. Hatta bu daha da çok hoşuma gidiyor. Erkek arkadaşımla üniversitede tanıştık, ben Yeditepe Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirdim kendi işimi yapıyorum, o da kendi bitirdiği branşla ilgili bir işte çalışıyor. Bu daha çok hoşuma gidiyor.”

-Sizce en yakışıklı futbolcu kim? (Soru bitmeden, cevap geldi)
Minecan: “Cevabımız aynı olacak sanıyorum; Ljungberg. Calvin Klein reklamlarında da poz vermişti ve çok hoşumuza gitti. Bir de küçükken Kubilay Türkyılmaz’ı beğeniyordum.”
Dilara: “Evet bence de Ljungberg. Esasında bizim futbolcuların tipleriyle ilgili hiç muhabbetimiz olmaz. Ljungberg şöyle aklımıza geldi; internette bir şey bakıyorduk ve bir reklamda gördük. Hatta bu futbolcu olamaz dedik. Türkiye’de bir dönem forma giymiş Luciano da beğendiğim isimlerden biriydi. Hem iyi bir aile babası hem de hoş bir adamdı. Bir de erkek arkadaşımı halı sahada top oynarken beğeniyorum.”

“PLAYSTATİON’DA FAVORİ TAKIMIM INTER”

-Futbol tutkunlarının vazgeçilmezi haline gelen Playstation oynuyor musunuz?
Dilara: “Playstation 3’ü yeni yeni oynamaya başladım. PES 2009 oynuyorum ve çok hoşuma gidiyor, kontrol 2008’e göre daha zor. Erkek arkadaşımla oynuyorum, fazla ciddi oynamıyor ve buna da sinir oluyorum. Şu an dünya turuna çıktım ve görevlerimi tek tek yapıyorum.”
Minecan: “Benim fazla ilgim yok.”

-Dilara favori takımın hangisi?
“Favori takımım Inter. Ibrahimoviç ile gol atmak çok güzel.”

-Güzel spor spikerlerinin müzikle arası nasıl?
Dilara: “Ben bu işe müzik programıyla başladım. FB TV’de Music Box’ı sunmuştum. Rock müziği sevdiğim için programı neredeyse bir rock programına çevirmiştim. Türkiye’deki rock’çıların hemen hemen hepsiyle röportaj yapmışımdır. Bitirme projemde rock belgeseliydi. Rock müzikle futbol arasında çok güçlü bir bağlantı olduğunu düşünüyorum. Futbol sert bir oyun ve bu nedenle futbola en çok rock müziği yakıştırıyorum.”

-Peki en sevdiğin rock’çı kim?
Dilara: “Türkiye’de sevdiğim bir çok isim var. Hayko Cepkin, Duman, Gripin, Emre Aydın, Teoman…vb. Rock müzik sevenlerin sayısı her geçen gün artıyor ve çok sayıda konser veriliyor. Keşke daha çok konser verilse ve bu kültürümüz de gelişse. New wave tarzını, Enigma’yı ve  Metallica’yı da seviyorum ama çok sert müzik yapan grupları sevmiyorum.”

-Lig TV’de spor ve müziğin bir arada olduğu bir program yapmayı düşünüyor musun?
Dilara: “Bunu düşünmüştük aslında ama artistik futbol diye bir programımız var. Bu tarz bir program aslında istediğim şey ama müzisyenler bu konuyla fazla ilgilenmiyor.  Mesela Teoman ve Emre Aydın futbolla fazla ilgilenmez. Ama ileri de yine de olabilir.”

-Minecan Beyazadam’ın sevdiği müzik türleri neler?
Minecan: “Ben kulağıma hoş gelen her müziği dinliyorum. Daha çok Yıldız Tilbe, Sezen Aksu. Aslında Dilara ile birbirimizi müzik konusunda çok etkiledik, ben Duman, Şebnem Ferah ve Teoman’ı zaten dinlerdim ama Dilara sayesinde değişik grupları da dinlemeye başladım. Ben de ona zorla favori şarkılarımı dinletiyorum. Son zamanlarda da Sezen Aksu’nun ?Dön Gel’ adlı parçasını sürekli dinliyorum.”

-İş dışında neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz?
Dilara: “İş dışında da Mine’yle hep birlikteyiz. Mine’nin ailesini de çok seviyorum ve sık sık onlara gidiyorum. Muhabbetimiz çok eğlenceli oluyor. Bunun dışında Playstation oynuyorum, erkek arkadaşımlar dışarı çıkıp yemek yiyorum.”
Minecan: “Dışarda geziyoruz, bu arada kayağa da merak saldım. Kartalkaya’da kayak yapmayı öğrendim. Snowboard’u da seneye inşallah. Ama çok yetenekliymişim, hoca; ?sporcu musun dedi?’ Yok, spor spikeriyim dedim.”

MAÇ MI, DİZİ Mİ?

-Hangi dizileri seviyorsunuz?
Minecan: “Aşk-ı Memnu’yu ve Avrupa Yakası’nı izliyorum.”
Dilara: “Çok fazla film seyrediyorum, her gün bir film izliyorum diyebilirim. Friends’i çok seviyorum, o dizi bambaşka. Belgesel izlemeyi de çok seviyorum. Moviemax’te de film izlemek hoşuma gidiyor.”

-Bir kanalda çok sevdiğin bir dizi var, diğer kanalda da Real Madrid-Barcelona maçı var. Hangisini izlersiniz?
Minecan: “Tabii ki diziyi izlerim. Zaten ertesi gün kanalda bunun haberini yapacağız, okuyacağız, maçı defalarca göreceğiz yani.”
Dilara: “Maçta çok orijinal bir şey olduysa zaten Lig TV’de çalışıyoruz bunu izleme şansımız olur. Ama erkek arkadaşım da o maçı izlemek istiyorsa kırmam.”

-İki kadın futbol tartışması yapıyor musunuz?
Minecan: “Geçtiğimiz gün caddede bir cafe’de oturuyoruz, futbol konuşuyoruz, tartışma öyle bir hararetlendiki çevreden görenler kavga ediyoruz sanmıştır. O derece yani.”
Dilara: “Mine’yle bir arada olmasak da önemli bir maçtan sonra birbirimizi arar maçın kritiğini yaparız. Sonra telefon faturası çok kabarık geliyor tabi, insan sevgilisini bu kadar aramaz. Erkek arkadaşımın maç izlerken kendi kendine yaptığı yorumları dinleyip, Mine’ye bunları kendi yorumum gibi anlatıyorum. Bir erkeğin futbolu daha çok anlamasını kabul ediyorum. Çünkü onlar sokaklar da futbol oynayarak büyümüşler.”

You may also like

0 comments

Leave a Reply

By