10 Aralık 2009
Manisa’da röportajlarımıza devam ediyoruz. Takım kaptanı Güven Varol’dan sonra bu kez konuğumuz ligin flaş isimlerinden olan Kanadalı golcü Joshua Simpson. Sürati ve sert şutlarıyla dikkat çeken Simpson, ligimizde adından daha çok söz ettireceğe benziyor. Manisa’ya çabuk uyum sağlayan golcü oyuncu, Hilmi Sever’in sorularına samimi yanıtlar verdi.
Şimdi bu röportajla sizleri başbaşa bırakıyoruz…
-Kanadalı çok fazla ünlü futbolcu tanımıyoruz. Orada çok popüler bir spor olmadığını da biliyoruz. Futbolcu olmaya nasıl karar verdin?
“Futbol oynamaya 5-6 yaşlarında Kilise takımında başladım, annem beni sürekli olarak antrenmanlara götürüyordu. Kilise takımının en hızlısı bendim, olaylar da bu şekilde gelişti. Profesyonel olmam uzun bir süreç aldı. Kanada Futbolunu şöyle özetleyebilirim; Kanada Futbolu çok profesyonel değil, 5-6 yıldır profesyonel bir ligimiz var. Tabii ki Türkiye Ligi, Kanada Ligi’nin çok ötesinde.”
-En popüler sporlar hangisi?
“Amerikada popüler olan sporların hepsi Kanada’da da popüler. Hockey, Beyzbol, Basketbol gibi…”
-Kanada’da çok fazla tanınıyor musun?
“Futbol dünyasında çok tanınan bir isimim ancak futbol Kanada’da bir numaralı spor olmadığı için sokakta herkes beni tanımıyor. Kanada’da en çok tanınan insanlar Hollywood’da film çeken aktörler ve aktristlerdir.”
“BUNDESLİGA TAKIMLARINDAN DA TEKLİF ALMIŞTIM”
-Almanya ikinci lig takımlarından Kaiserslautern’de forma giyiyordun. Türkiye’de futbol oynamaya nasıl karar verdin?
“Manisaspor beni çok istedi, uzun süren pazarlıklar ve Manisaspor’un ısrarı sonucunda buraya geldim. Türkiye’ye gelmeden önce büyük bir araştırma yaptım. Manisa’nın, İzmir’e yakın bir şehir olduğunu öğrendim, sonuçta bir Ege kenti. Şehrin güzelliği kararımda büyük bir rol oynadı. Yemekleri çok sevdim, burada insanlar çok yardımsever ve cana yakın. Bu faktörler de burada mutlu olmamı sağlıyor. Almanya’da böyle bir ortam yoktu, insanlar çok soğuktu.”
-Bundesliga’da üç yıl top oynadın ve bu çok kısa bir süre değil. Bundesliga takımlarından teklif aldın mı?
“Bir çok transfer teklifi aldım ancak transferimin noktalanmasına kısa bir süre kala büyük sakatlıklar yaşadım. Bir keresinde ayağım kırıldı, bileğimden sakatlık yaşadım, bir keresinde de dizimden sakatlandım. Ama bunlar kaderin bir cilvesi ve şu anda buradayım.”
-Hangi takımlardı bunlar?
“Şu anda bir isim söylemek istemiyorum, çünkü artık onlar geçmişte kaldı.”
-Manisaspor’un öne çıkan isimlerinden bir tanesisin. Simpson’un hedefleri arasında neler var?
“Öncelikli hedefim Manisaspor’u hakettiği yere çıkarmak. Şu an ligde kötü bir durumdayız ve hakettiğimiz yerde değiliz. İlk amacım takımımızı en azından ilk 9 takim içine sokmak. Şu an gol sıkıntısı çekiyoruz, bunu da benim atacağım ya da attıracağım gollerle aşabiliriz. Şu an da yalnızca buna konsantre olmuş durumdayım ve bunu düşünüyorum. Öncelikli hedefim takımımızı üst sıralara taşımak.”
“SOL AÇIKTA DAHA RAHATIM”
-Sol açıkta mı, forvette mi daha rahat ediyorsun?
“Sol açıkta kendimi daha rahat hissediyorum.”
-Galatasaray’a gol attın, Beşiktaş maçıya ilgili neler düşünüyorsun?
“Beşiktaş’ın sezona başlangıcı kötü oldu ve fazla puan kaybettiler. Ama daha sonra çok iyi bir çıkış yakaladılar, şu anda ligin en formda takımı diyebilirim. Onların futbolunu izlemek bana keyif veriyor diyebilir. Ama onlar buraya geldikleri zaman biz de onlara puanları hediye etmeyeceğiz, sahada kazanmak için tüm gücümüzü ortaya koyacağız. Sahaya puan ya da puanlar alabilmek için çıkacağız.”
“İNŞALLAH BEŞİKTAŞ’A GOLÜM OLACAK”
-Beşiktaş’a gol sözün var mı?
“İnşallah (Türkçe olarak) Beşiktaş’a da golüm olacak. Galatasaray’dan sonra Beşiktaş’a da gol atarsam çok mutlu olurum.”
-Süratin ve sert şutların nedeniyle senin için ‘Manisaspor’un yeni Holosko’su’ yakıştırmaları yapılıyor.
“Buraya geldiğim zaman daha önce onunla birlikte oynamış arkadaşlarım Holosko’nun çok iyi bir oyuncu olduğunu söylediler. Bir kaç maçını izleme şansım oldu, gerçekten çok iyi bir oyuncu olduğu belli oluyor.”
-Türkiye’de en çok şaşırdığın olay nedir?
“Fenerbahçe maçında bildiğiniz gibi çok iyi bir maç oynamıştık. O maçtan sonra ne olduysa oldu herkes beni tanımaya başladı. Manisa’da zaten tanıyorlardı ama iki günlük İstanbul izinlerimde bile insanlar benden Simpson Simpson diye imza istemeye başladı. Çok kısa sürede insanların beni tanıması çok şaşırtıcıydı.”
-İstanbul’u nasıl buldun?
“Dünya’da en beğendiğim şehirlerden biri.”
-Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş takımlarının daha önce tanıyor muydun?
“Tabii ki bu takımları daha önce tanıyordum, hatta futbola başladığım dönemden beri bu takımları biliyorum. Böyle takımların da bu ligde varolması beni heyecanlandırıyor.”
-Galatasaray ve Fenerbahçe’ye karşı futbol oynadın, Beşiktaş’a karşı da bu hafta oynayacaksın. Sana göre şampiyonluğun en güçlü adayı hangisi?
“Fenerbahçe ve Galatasaray iyi takımlar, Beşiktaş’a karşı henüz oynamadığım için bu sorunun cevabını şu an veremem.”
“ROBERTO CARLOS İDOLÜMDÜ”
-Türkiye’de en beğendiğin futbolcu hangisi?
“Çok eskiden beri Roberto Carlos’a kaşrı bir hayranlığım var bunu saklayamam. İlk idolüm dediğim oyuncuydu. Onun için ne denebilirki! 98 Dünya Kupası’nda ortaya koyduğu performans, daha önce Konfederasyon Kupası’nda Fransa’ya attığı golü asla unutamam. Carlos çok büyük bir oyuncu.”
-En beğendiğin gol hangisi?
“Sivasspor’a attığım gol çok güzeldi, çünkü arkamda bir kişi vardı, onu ekarte edip, bir kaç kişiyi çalımladıktan sonra golü attım.”
-9 numarayı giyiyorsun. Senin için bir önemi var mı?
“Bu benim seçimim değildi, kulübümün bana yakıştırdığı bir formaydı. Transferim gerçekleştikten sonra kulüpten bana 9 numara senindir dendi.”
-Demekki sendeki potansiyeli görmüşler…
“Muhtemelen öyle oldu.”
-Avrupa’da desteklediğin takımlar hangileri?
“Manchester United ve Barcelona favori takımlarım. Bu takımların oyunlarını izlemek insana keyif veriyor.”
“STEVE NASH ÇOCUKLUK ARKADAŞIM”
-NBA’deki Kanada ekiplerinden Toronto Raptors’da Hidayet Türkoğlu var. Toronto maçlarını takip ediyor musun?
“Hidayet’in ve Mehmet’in Türk insanları için birer kahraman olduklarını biliyorum. Ne zaman televizyonu açsam karşımda onları görüyorum. Ben de sıkı bir NBA takipçisiyim. Bunun bir nedeni de Phoenix Suns’ın yıldızı Steve Nash’in babasının benim futbol antrenörüm olması. Steve Nash benim çok yakın bir dostum, çocukluğumuzdan beri birlikteydik. Kanada’da beraber futbol da oynardık, hala gidince görüşürüz. NBA’deki bir numaram Steve Nash, hem Kanadalı, hem de çok iyi arkadaşım.”
-Steve Nash futbolda hangi mevkiide oynuyor?
“Orta sahanın ortasında oynuyor.”
-Futbolda da yetenekli mi?
“Küçük erkek kardeşi, benimle birlikte Kanada Milli Takımı’nda da oynadı. Steve Nash de iyi futbol oynuyor ama basketbolu seçmesini nedeni, NBA’de daha iyi para kazanması olabilir.”
-Kanada Milli Takımı’nın durumunu nasıl görüyorsun ve önümüzdeki yıllarda Dünya Kupası’nda Kanada’yı görebilir miyiz?
“Son Dünya Kupası elemelerinde de kötü bir performans göstermedik. Ben ağır bir sakatlık yaşadığım için takımda neler olduğunu çok fazla takip edemedim, neyin yanlış gittiğini çok iyi bilemiyorum. Artık 2014 Dünya Kupası’nı bekliyoruz, bunun için hazırlanıyoruz ve umarım 2014 Dünya Kupası’nda olacağız.”
“ROB FRIEND’İ TÜRKİYE’DE GÖRMEK İSTERİM”
-Kanada Milli Takımı’nda oynayan, Türkiye’de forma giyecek yetenekte isimler var mı?
“Borussia M’Gladbach’ta oynayan Rob Friend çok yetenekli bir oyuncu. Forvette görev yapıyor. Onun Türkiye’ye gelmesini isterim.”
-Manisaspor’a tavsiye ettin mi?
“Zaten tavsiye ettim ama çok maliyetli bir oyuncu.”
-Kanada’da futbolun gelişmesi için ileride çalışmaların olacak mı?
“Şu anda Kanada’da futbol üvey evlat muamalesi görüyor, çünkü daha iyi para kazandıracak sporlar var. Son 5 yılda Kanada futbolu büyük gelişme gösterdi, ileride futbolu bıraktıktan sonra Avrupa’daki kontaklarımla futbolun gelişmesi için çabalayacağım. Çünkü genç kuşağa ben nerden geldim, neler başardım ve onlara neler vereceğimi anlatmak isterim. Kanada futbolla daha çok yeni tanıştı.”
-Türkiye’de maçlar ve antrenmanlar dışında neler yapıyorsun?
“Kulübümün bana verdiği ev havuzlu bir ev. Yazın havuz başında vakit geçirmekten çok hoşlanıyorum. Şu an havalar soğuk bu nedenle kız arkadaşımla birlikte İzmir’e Forum Bornova’ya gidiyorum ya da evde kitap okuyorum, film izliyorum, müzik dinliyorum.”
-Takımda en iyi anlaştığın isimler kimler?
“Takımdaki bütün arkadaşlarımla iyi anlaşıyorum. Ben de Almanya’da oynadığım ve Almanca’yı akıcı konuştuğum için takımda Almanca konuşan Ferhat, Nizamettin, Dilaver ve Fatih’le daha rahat iletişim kurabiliyorum.”
-Almanya’da Almanca öğrendin. Türkiye’de Türkçe’yi öğrenecek misin?
“Öğrenmek istiyorum, az da olsa anlıyorum”
-Bildiğin kelimeler hangileri?
“Maaşallah, inşallah, şöyle, böyle, nasılsın?, iyi akşamlar, afiyet olsun.”
0 comments