Doğa Kaya: Blackburn’ün teklifini kabul etmedim

21 Nisan 2009

Eskişehirspor Tesisleri’nde röportajlarımız sürüyor. Kırmızı Şimşekler’in teknik direktörü Rıza Çalımbay’dan sonra bu kez konuğumuz takımın orta sahadaki önemli isimlerinden Doğa Kaya.

Doğa Kaya, bildiğimiz sert, güçlü ön liberolardan biraz farklı. Nispeten zayıf fiziği ve yüksek tekniği ile klasik ön libero kalıbından hayli uzak. Genç oyuncu, Hilmi Sever’in sorularına içten yanıtlar verdi. Şimdi bu röportajla sizleri başbaşa bırakıyoruz…

-Galatasaray maçıyla dikkatleri üzirene çektin. Bu maça özel mi hazırlandın?
“O maça kadar uzun zamandır oynamıyordum, ikinci yarıda 7-8 maç olmuştu, sadece Kayseri maçında 30 dakika oynamıştım. Ondan önce de çoğunlukta yedekteydim. Emre Toraman’ın cezalı olmasıyla şans buldum, fazla da stres yapmadım. Çünkü kötü de oynasam, uzun süre oynamamamın etkisi olur diye düşünürdüm. Rahat çıktım maça, takımımızda iyi oynayanıca ben de onlarla beraber iyi oynadım.”

-Yaşın çok genç ama bir çok takımda forma giydin. Bunun sebebi neydi?
“Gençlerbirliği’nde yetiştim, Kayseri’ye kiralık gittim geri döndüm, Antalya’ya gittim geri döndüm, daha sonra bir sene daha Gençler’de kaldım. Bundan sonra OFTAŞ’a gittim. Sonra Metin Diyadin, OFTAŞ’tan, Eskişehirspor’a gelince ben de onunla birlikte Eskişehirspor’a geldim. Benden hocalarım çok fazla şey bekliyordu, kendi yaş grubumun Milli Takım’da kaptanlığını yapıyordum. Bir an önce gelişme göstermem bekleniyordu ama bir türlü bu çıkışı yakalayamadım.”

“HACETTEPE DÜŞTÜKÇE DÜŞECEK”

-OFTAŞ’ta şimdiki Hacettepe’de bir çok genç oyuncu sivrildi ve tranfser dönemlerinde isimlerinden söz ettirdiler. OFTAŞ’ta senin ortaya çıkamaman ilginç…
“Gençlerbirliği OFTAŞ hedefleri ortaya olmayan bir kulüp, biz o takımı bir yerlere getirdik. Bu çıkışta Gençlerbirliği’nin hiç bir payı yok. Yalnızca o jenerasyon o takımı böyle yükseltti. Biz bunu söyledik ama onlar sizsiz de başarırız gibi düşündüler. Zaten takımdan ilk ben ayrıldım. Kontratım bitmişti ve OFTAŞ benim için gelecek vaat etmiyordu. Daha sonra Gökhan Gönül, İlhan, Giray, Ümit ve Eren yani o takımı şampiyon yapan oyuncular ayrılınca zaten takımın durumu ortada. Onlar sistemimizle yine başarılı oluruz zannettiler ama ortada sistem falan yoktu. Biz B Genç’ten beri birlikteydik, PAF Takımda da şampiyon olmuştuk. Gençlerbirliği’nin tek şampiyonluğu buydu. Sonuçta durumları ortada küme düşecekler ve gittikçe dibe gideceklerdir. Biz kolay birşey başarmadık, ben oraya 2. Lig A kategorisinde dahil oldum, o çocuklar 3. Lig’den beri o takımı şampiyon yaparak oraya getirdiler, bu basit birşey değildi. Onlar bizim başarımızı küçümsediler, şimdi durumları ortada.”

“RONALDO VE TORRES’E KARŞI OYNADIM, ONLARI İYİ İZLEDİM”

-Farklı bir duruşun ve Avrupalı oyuncular gibi gözüküyorsun. Örnek aldığın isimler var mı?
“Genç Milli Takım’da oynarken, Fransız, İngiliz, Alman ve İtalyanlara karşı milli maçlarda onların oyun sistemleri ve oyuncularına özenirdim. Bizden çok çok iyi yetişiyorlar. Torres, Kranjar, Cristiano Ronolda ve Shineder’e karşı karşılıklı oynadım ve ne yaptıklarına dikkat ettim. Çok basit oynuyorlar, bizim gibi karmaşık oynamıyorlar. Ben de kendime onları örnek alıyorum. Türk Lig’ni fazla izlemiyorum, Avrupa Liglerini daha çok izliyorum.”

-Klasik ön libero anlayışından farklı bir yapın var. Genellikle güçlü kuvvetli oyuncuları ön liberoda görmeye alışmıştık…
“Futbola forvet olarak başladım, daha sonra forvet arkasında oynadım. Genç Milli Takım’da bazen ön libero oynadım. Ersun Yanal’ın Gençlerbirliği’ne gelişiyle, Ersun Hoca sert oyunculardan hoşlanıyordu. Onunla bir dönem çalıştım, oynamama rağmen fizik olarak gelişmeme çok yardımcı oldu, oyun tarzım biraz değişti. OFTAŞ’ta Metin Diyadin de böyle oynamamı istedi. Esasında daha önde de oynayabilirim.”

-10 numara gibi oynamak istermisin?
“Çok isterim ve bunu da başaracağımı biliyorum ama Türkiye’de yerli oyunculara bu şanslar verilmiyor. Siz ne kadar yetenekli olursanız olun bu özgürlük verilmiyor.”

-Klasik bir ön liberoya göre artıların neler?
“Oyun disiplininden kopmuyorum, eskiden forvet arkası oynadığım için iyi oyun kurduğumu düşünüyorum, top kaybı yapmadan. Sezgilerim iyi ve çok top çalabiliyorum.”

-Peki oyunu çift taraflı oynayabilen ülkemizde ön libero var mı?
“Avrupa’da zaten çok fazla var. Ülkemizde de Emre Belözoğlu bunu çok iyi yapıyor.”

-Eksi yönlerin neler?
“Bazen çok çabuk moralim bozuluyor, takım mağlubiyet alınca hemen sorumluluğu üzerime alıyorum. Bazen mağlup olunca 5-6 gün üzgün oluyorum, diğer maça kadar bu üzüntüm devam ediyor. Bir de iyi birşey yapınca çok fazla sevinemiyorum, başkası olsa çok sevinir. Geçen yıl play-off finalinde gol attım orda bile çok sevinemedim. Ben yaptım diyemedim ama bazen de demek gerekiyor. Kendi kendime desem bile güven açısından daha iyi olacak diye düşünüyorum.”

-Hedeflerin arasında neler var?
“İki yıllık bir kontratım daha var, burda kalmak istiyorum. Ama en büyük hayalim Milli Takım da ve Avrupa’da oynamak.”

“BLACKBURN’ÜN TEKLİFİNİ KABUL ETMEDİM”

-Genç Milli ve Olimpik takım formaları giydin. Avrupa’dan hiç teklif aldın mı?
“17 yaşındayken Blackburn Rovers’tan teklif aldım ama gitmeye cesaret edemedim. Çünkü İngiltere çok soğuk bir ülke gibi geldi, Türklere bakış açılarının iyi olmadığını algılamıştım. Avrupa Şampiyonası için İngiltere’ye gittiğimiz zaman 1 ay orda kalmıştık ve sokakta gezerken çok garip bakışlarla bakıyorlardı.”

-Tugay Kerimoğlu’da o yıl Blackburn’de miydi? Eğer ordaysa, görüşme fırsatı buldun mu?
“Blackburn’deki ilk yılıydı. Avantaj olabileceğini de düşünmüştüm ama o zaman menajerim başkaydı. Tugay Abi’yle menajerimiz ortaktı, teklif de böyle gelmişti. Ama bana çok kısa bir zaman verdiler ve Gençlerbirliği’nde kaçmam gerekiyordu. Ben de böyle birşey yapmak istemedim. Ailemden kopmaya cesaret edemedim. Türkiye’de daha hızlı bir çıkış yapabilirim diye düşündüm. Gençlerbirliği o yıllarda bir çok genç oyuncuyu yıldız olarak ortaya çıkarmıştı. Ümit Özat, Serkan Balcı, Tarık, Tolga gibi… Ben de burda bir iki sene oynayıp yükselebilirim diye düşünmüştüm.”

-Peki şu an teklif gelse gider misin?
“Kesinlikle giderim, hayatımda yaptığım en büyük hata buydu. Çünkü orda futbol çok farklı. Türkiye’de alt yapı eğitiminin doğru düzgün olduğuna inanmıyorum.”

“EMRE, F.BAHÇE’YE NİYE GELDİ!”

-Avrupa’da oynamak için paradan feragat edebilir misin?
“Gittiğin yer önemli, para da önemli. Atıyorum bir Fransa Ligi’ne gidince yüzde 40 vergi alıyorlar. Bize birşey olsa kim sahip çıkacak, bu nedenle para kazanmak çok önemli. Emre Belözoğlu Fenerbahçe’ye niye geldi, para için geldi. Avrupa’yı bıraktı Türkiye’ye geldi. Tabi Avrupa’ya gidilir ama bir Belçika ya da Hırvat ligine gidilmez. Transfer olacağın ligin Türkiye’den iyi olması gerek. Türk oyuncuların gidecekleri ligler Fransa, Almanya, İspanya, İngiltere olur.”

-Eskişehirpor’un hedefleri neler olmalı?
“Daha yukarılara oynamalıyız, daha kaliteli oyuncular alınmalı. Bu kadroyla biraz daha üstüne çıkabiliriz ama bir kaç tane daha iyi yabancı alınırsa önemli başarılar gelebilir. Tabii bunun için kulübün hedefleri ortaya koyması lazım, bizim söylememizle olmaz.”

-Mevkiinde beğendiğin oyuncular kimler?
“Xabi Alonso, Pirlo, Gago, Mascherano ve Senna. Gerarrd ve Lampard’ı da beğeniyorum ama onlar ön libero gibi oynamıyorlar.”

-Doğa genel olarak nasıl birisi?
“Genelde sakin biriyim, değişken bir yapım var. Arkadaşlığım iyidir, uyumsuz bir tip değilim. Dışarı çok fazla çıkmıyorum, çünkü bazı şeyler yanlış anlaşılabiliyor.”

-Playstation ile aran nasıl?
“Playstation oynuyorum ama futbol değil. Maç dışında futbol konuşmayı ve oynamayı da sevmiyorum.”

-Hangi müzik türlerini dinliyorsun?
“R&B ve Hip-hop dinliyorum.”

You may also like

0 comments

Leave a Reply

By