24 Mayıs 2010
Avrupa’daki futbol kariyerini Almanya’dan sonra İsviçre’de sürdüren Çağdaş Atan, bu sezon çok büyük bir başarıya imza attı. Atan’ın formasını giydiği Basel, sezonu iki kupayla kapatarak gücünü gösterdi. Basel ilk 11’inin değişmez isimlerinden biri olan Çağdaş da bu başarıda önemli rol oynadı.
Basel’in şampiyonluğu çok görkemli bir şekilde kutladığını söyleyen deneyimli oyuncu, Şampiyonlar Ligi’nde de başarılı olacaklarına inandığını belirtti. Atan’ın şikayeti ise, bu önemli başarılara rağmen, Türk basınınından yeterli ilgiyi görememesi ve Milli Takım’ın geniş kadrosuna bile davet edilmemesi.
Çağdaş Atan, Hilmi Sever’in sorularını yanıtladı.
Şimdi bu röportajla sizleri başbaşa bırakıyoruz:
-Basel’de sezonu iki kupayla kapattın, neler söylemek istersin?
“İlk yılımda iki tane kupa almak benim için çok önemliydi. Her sene her takım bunu yapamıyor. Uzun süredir kupa kazanamayan, şampiyon olamayan büyük takımlar oluyor. Kendi adıma da çok iyi bir sezon geçti, cezalı olduğum maçlar dışında tüm karşılaşmalarda oynadım. Müthiş bir sezon geçirdim.”
-Basel’in önemli golcüsü Frei’in sakatlığı sana göre şampiyonluğu kazanmanızı geciktirdi mi?
“Frei sakatlandığı zaman çok korktuk. Ama onun yerine oynayan oyuncular Arjantinli Federico Almerares ve Avustralyalı Scott Chipperfield çok başarılı performans gösterdiler. Özellikle 35 yaşındaki Chipperfield müthiş bir performans gösterdi, esas mevkii orta saha olmasına rağmen forvet hattında görev yaptı. Avustralya Milli Takımı’nda da Harry Kewell ile birlikte Dünya Kupası’nda forma giyecek. Avustralya’da sol bekte görev yapabilir. Enteresan bir oyuncu, her yerde oynayabiliyor.”
“BANA GÖRE DE KIRMIZI KART DEĞİLDİ”
-Şampiyonluğun kritik maçlarından biri de Xamax ile oynadığınız 90 dakikaydı. O maçta 42 ya da 43. dakikada rakibinle girdiğin bir mücadele sonrasında yerde kaldın ve rakibin kırmızı kart gördü. O maçı canlı olarak izlemiştim ve bu kart pek inandırıcı gelmedi. Sen neler söylemek istersin?
“(Gülerek söze başlıyor) Çok abartı bir darbe olmadı ama maç gergin geçiyordu, mutlaka kazanmamız gerekiyordu. Ama onların kırmızı kart gören oyuncusu Carlos Varela çok provakötör bir futbolcu. Ben de onu kışkırttım ve o da beni arkadan ittirince kendimi profesyonelliğin gereği olarak yere attım. Daha sonra kırmızı kart gördü, ikinci yarıda ilk golü attım oyun rahatladı ve maçı da 3-0 kazandık.”
-Sana göre kırmızı kart mıydı?
“Bana göre de kırmızı kart değildi.”
-Ama o oyuncuya göre kırmızı karttı, haketmişti diyorsun…
“Aynen öyle oldu. Çünkü ondan herkes çok şikayetçiydi.”
“BASEL DE KAFAM RAHAT”
-Şampiyonluk yarışını son haftaya kadar sürdürdüğünüz Young Boys ile ligin son maçında deplasmanda karşı karşıya geldiniz ve 2-0 kazandınız. Beklediğinizden kolay bir final oldu sanırım…
“Biz Young Boys’tan çok daha tecrübeli ve kaliteli bir takımdık. Takımlarından tecrübeli çok fazla isim yoktu, o günde çok iyi oynadık ve biraz kolay bir galibiyet aldık. 35 bin taraftarının önünde şampiyonluğu aldık.”
-Basel ile mukavelen devam ediyor, önümüzdeki sezon da Basel’desin değil mi?
“Kesinlikle. Basel’de çok mutluyum ve kafam rahat. İyi bir tatil geçireceğim.”
-Basel Şampiyonlar Ligi’nde neler yapabilir?
“Ön elemeleri geçeceğimize inanıyorum, seri başı olarak kura çekimine gireceğiz. Şampiyonlar Ligi’ne kaldığımız takdirde takımımıza güveniyorum, çok önemli işler yapabiliriz.”
“ERGİÇ DE ŞAMPİYON OLMUŞ DEDİLER ŞAŞIRDIM”
-Bursaspor’un şampiyon olmasını bekliyor muydun?
“Gerçekten beklemiyordum. Bizim şampiyonluk kutlamalarımız sırasında Bursaspor’un şampiyon olduğunu öğrendim. Bizi motorlarla şehre sokuyorlardı, o sırada İsviçreliler eski Basel’li Ergiç de şampiyon olmuş dediler. Daha sonra jeton düştü, Bursa’da oynayan Ivan Ergiç aklıma geldi, böyle öğrendim.”
“MOTORLARLA ŞEHRE GİRDİK”
-Şampiyonluk kutlamaları motorlarla mı oldu?
“Şehir merkezinin girişinin başında bizi bıraktılar, 70 bin taraftarımızın arasından motorlarla geçerek şehre girdik. Kutlama yapılan meydanda bir balkona çıktık ve taraftarımızı selamladık.”
-Senin elde ettiğin bu başarı Türkiye’de yeterli ilgiyi gördü mü?
“Şampiyonluğu elde ettiğimiz ilk günler de çok üzüldüm gerçekten, ilgi azlığından. Ancak şu son günlerde çeşitli çevrelerden aramaya ve ilgi göstermeye başladılar. Sanırım Bursaspor’un kazandığı şampiyonluğun şokunu herkes yavaş yavaş üzerinden atıyor. Ama Avrupa’da iki kupa kazanmış bir Türk futbolcusu olarak ilgi beklediğimin çok altında. Ama ne hikmetse bana karşı böyle bir şey var.”
-İki kupa kazandığınız için Türkiye’deki gibi büyük primler kazandınız mı?
“Şampiyonluk primi sözleşmemizde yazıyor. Türkiye’deki gibi başkan sezonun bitimine iki maç kala soyunma odasına girip, prim vaat etmiyor. Türkiye’deki uçuk rakamlar kadar olmasa da iki kupa için de sözleşmemizde yazan primi aldık.”
“MİLLİ TAKIMDA GENİŞ KADROYA SIĞAMADIM”
-Milli Takımımız yeni teknik direktörü Guus Hiddink yönetiminde çok geniş bir kadroyla Amerika’ya gitti…
“Ben geniş kadronun içine sığamadım.”
-Hiddink başa geldikten sonra Milli Takım’dan davet bekliyor muydun?
“Açıkçası bu kadronun Hiddink’in kendi kadrosu olduğuna inanmıyorum. Oyuncuları tanıyacak kadar maç seyrettiğini düşünmüyorum. Milli Takım’da olup sakatlığı ve formsuzluğundan dolayı uzun süredir oynamayan oyuncuları nerede gördüğü de merak konusu. Bence bu hocanın kendi kadrosu değil. Hala 2008 yılında Avrupa Şampiyonası’nda başarı sağlayan kadro ile yaşıyoruz. O kadro ile yeniden başarı geleceğini düşünüyoruz. Tabii ki orada bir başarı oldu ama aynı kadro ile Dünya Kupası’na katılamadık.”
-Ama ilerleyen dönemde Milli Takım’da olmayı bekliyorsun değil mi?
“Hadsizlik yapmak istemiyorum. Kimse de bana sormadan Milli Takım’a niye çağırılmıyorum demiyorum ama benimle her konuşan basın mensubu, ‘Milli Takım’a niye çağırılmıyorsun?’ diye sorarsa, buna da cevap veriyorum. Avrupa’da oynayan tek Türk defans oyuncusuyum. Bu sezon tüm maçlarda oynadım ve iki kupayla sezonu tamamladım. Neden çağırılmadığımı ben de anlamıyorum.
Basel’le şampiyonluğu kazandıktan sonra uçakla İstanbul’a döndüğümde gazetelere baktım. F1 pilotu Webber Monaco’da yarış kazanmış, Türkiye’de F1’e giden yok, tüm gazetelerde en az yarım sayfa yer aldı. Bir Türk futbolcusu olarak Avrupa’da iki kupayla sezonu kapatıyorum, bir iki satır ya yazıldı ya da yazılmadı. Webber’e benden daha çok ilgi gösteriliyor. Bu insanın içini burkuyor.”
“İSVİÇRE SÜRPRİZ YAPABİLİR”
-İsviçre futbolunun içinde olan birisin. İsviçre Dünya Kupası’nda neler yapabilir?
“İsviçre Milli Takımı’nı çok beğeniyorum, çok önemli oyuncuları var. Orta saha ve forvette hattı oldukça kuvvetli, defansında biraz sorunlar yaşayabilirler. Defans hattındaki oyuncular bu sezon pek formda değildi, bu bölgede görev yapacak bazı oyuncuları kendi takımlarında fazla forma giyemediler. Ama İsviçre’nin ön alandaki kaliteli oyuncularıyla Dünya Kupası’nda bir sürpriz yapabileceğini düşünüyorum. Bu sene takımımızın da forvet hattı çok başarılıydı, İsviçre’de gol rekorunu da kırdık.
Basel’den 4 takım arkadaşım da İsviçre Milli Takımı’nda forma giyecek. 3 tanesi büyük ihtimalle banko oynayacak. Frei, Streller ve Huggel’in yanısıra bir de 18 yaşındaki Xherdan Shaqiri milli takıma çağırıldı.
0 comments